bir arada var olan bozukluk

bir arada var olan bozukluk teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bir arada var olan bozukluk coexisting disorder

bir arada var olan bozukluk terimi için benzer kelimeler ve anlamları
hepsi bir arada hepsi bir arada üretim all-in-all-out production
bir arada var olan koşullar coexisting conditions
bir arada var olan hastalıklar coexisting illnesses
bir arada var olan problemler coexisting problems
bir arada var olan ekonomik coexisting economic
bu arada gelişmekte olan ülkeler meanwhile developing countries
çoğu zaman bir arada var olma often co-exist
uyum içinde bir arada var olmak coexist in harmony
kablosuz ile bir arada var coexists with wireless
pazarda bir arada var olmak coexist in the market
bu arada herhangi bir sorunuz var you have any questions in the meantime
bir arada var olma birimleri coexistence units
bir arada var it coexist
bu arada biz var meanwhile we have
arada ne var? what is different between ?
hayatı tehdit eden bir bozukluk a life-threatening disorder
fonksiyonel bir bozukluk a functional disorder
etkileyen bir bozukluk a disorder affecting
zihinsel bir bozukluk a mental disorder
esasen sınırlayan bir fiziksel veya zihinsel bozukluk a physical or mental impairment that substantially limits a
zihinsel bir bozukluk değil is not a mental disorder
böyle bir fiziksel veya zihinsel bozukluk such a physical or mental impairment
nadir bir metabolik bozukluk a rare metabolic disorder
herhangi bir zihinsel bozukluk any mental disorders
oluşan bir bozukluk a disorder consisting
yol açan bir bozukluk a disorder that leads
bir veya daha fazla bozukluk one or more impairments
var olan argümanlar var there are arguments that
bir şeyleri bir arada tutmak held things together
birlikte dua eden bir aile bir arada kalıyor a family that prays together stays together
toplumları bir arada tutan bir yapıştırıcı a glue that holds societies together
gevşek bir şekilde bir arada loosely held together
akut nöropsikolojik bozukluk acute neuropsychologic disorder
duygusal bozukluk affective disorder
ağzı bozukluk badmouthing
bipolar bozukluk bipolar disorder
kognitif bozukluk cognitive impairment
savaş sonrası ruhsal bozukluk combat fatigue
siklotimik bozukluk cyclothymic disorder
bozukluk deformity
gelişimsel bozukluk developmental disorder
çift duyusal bozukluk dual sensory impairment
distimik bozukluk dysthymic disorder
duygusal bozukluk emotional disorder
fonksiyonel bozukluk functional disorder
immünoproliferatif bozukluk immunoproliferative disorder
aralıklı patlayıcı bozukluk intermittent explosive disorder
manik bozukluk manic disorder
zihinsel bozukluk mental impairment
obsesif kompulsif bozukluk obsessive-compulsive disorder