| söz verilebilirlik |
availability to promise |
söz verilebilirlik terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| cevap verilebilirlik |
answerability |
| servis verilebilirlik sınır durumu |
serviceability limit state |
| şekil verilebilirlik |
shapeability |
| kolay servis verilebilirlik |
easy serviceability |
| kapsamlı iran yaptırımları, hesap verilebilirlik ve elden çıkarılma |
comprehensive iran sanctions, accountability, and divestment |
| hesap verilebilirlik derecesi |
degree of accountability |
| uluslararası patent verilebilirlik ön raporu |
international preliminary report on patentability |
| yasal izin verilebilirlik |
legal permissibility |
| pozitif patent verilebilirlik gereksinimleri |
positive patentability requirements |
| hesap verilebilirlik alanı |
space of accountability |
| patent verilebilirlik standartları |
standards of patentability |
| patent verilebilirlik açıklaması |
patentability disclosure |
| nihai ve hizmet verilebilirlik sınır durumları |
ultimate- and serviceability limit states |
| zorunlu hesap verilebilirlik |
mandated accountability |
| sağlık sigortası taşınabilirliği ve hesap verilebilirlik |
health insurance portability and accountability act privacy |
| hesap verilebilirlik yok |
there's no accountability |
| kapsamlı iran yaptırımı, hesap verilebilirlik ve elden çıkarılma |
comprehensive iran sanction, accountability, and divestment |
| hesap verilebilirlik sağlanması |
provision of accountability |
| söz yazarı söz yazarı |
songwriter lyricist |
| söz veriyor musun söz veriyorum |
do you promise i promise |
| söz söz |
word promise |
| özlü söz |
apophthegm |
| başkası için söz söylemek |
apostrophize |
| söz sahibi |
arbiter |
| kaba söz |
asperity |
| söz konusu olan |
at issue |
| ingiliz ingilizcesine özgü deyim veya söz |
briticism |
| ağızdan çıkan söz ile |
by word of mouth |
| söz konusu çağrı |
call in question |
| dolambaçlı söz türünden |
circumlocutory |
| konu dışı söz |
digression |
| çift anlamlı söz |
double entendre |
| çift anlamlı söz |
double-entendre |
| tatlı söz |
endearment |
| son söz |
epilogue |
| kaçamaklı söz |
equivocation |
| dolambaçlı söz |
euphuism |
| için söz konusu |
forementioned |
| söz sahibi olmak |
have a say in |
| söz sahibi olmak |
have the say |
| söz sahibi olmak |
have words with |
| söz konusu |
in question |
| dolaylı söz |
indirection |
| son söz |
last word |
| son söz |
last word, the |
| söz varlığı ile |
lexicological |
| yalamak ve bir söz, bir |
lick and a promise, a |
| söz |
mentioning |
| yerinde söz |
mot juste |
| aşırı söz |
over-promise |