Goca
Sözlük
iştirak etmek
iştirak etmek
teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı
Türkçe
İngilizce
iştirak etmek
hold a participation
iştirak etmek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
iştirak etmek
have the participation
doğrudan veya dolaylı olarak iştirak etmek
affiliate directly or indirectly
savaşa iştirak etmeyen bir
non-combatant
iştirak eden hisse senetleri
participating shares
yerel iştirak
local subsidiary
gelişmiş iştirak
advanced subsidiary
iştirak kârının payı
share of profit of associates
iştirak seviyesi
subsidiary level
önemli iştirak
significant subsidiary
iştirak etmeyecek
will not attend
gelişmiş iştirak seviyesi
advanced subsidiary level
iştirak kurmak
set up a subsidiary
yurtiçi iştirak
domestic subsidiary
ikinci kademe iştirak
second tier subsidiary
bölgesel iştirak
regional subsidiary
ulusal iştirak
national subsidiary
ana iştirak
major subsidiary
bağımsız iştirak
independent subsidiary
özel amaçlı iştirak
special purpose subsidiary
iştirak kazançlarında öz sermaye
equity in earnings of affiliates
ticari iştirak
commercial subsidiary
yüzde 100 iştirak
100-percent subsidiary
iştirak açmak
open a subsidiary
banka dışı iştirak
non-bank subsidiary
iştirak sonuçlarının payı
share of results of associates
küçük iştirak
small subsidiary
iştirak niteliği
subsidiary nature
yasal iştirak
legal subsidiary
iştirak kurmak
setting up a subsidiary
iştirak kârında pay
share in profit of associates
küresel iştirak
global subsidiary
iştirak satışı
sale of a participation
iştirak gelirinde özkaynak
equity in income of associates
çoklu iştirak işlemleri
multi-subsidiary operations
sınıf iştirak riski
class subsidiary risk
karargah, iştirak
headquarters, subsidiary
yeni bir iştirak
a new subsidiary
iştirak vergisi
tax of associates
yerel iştirak temsilcisi
local subsidiary representative
düzenli iştirak
regular subsidiary
şube ve iştirak
branch and subsidiary
şube veya iştirak kurmak
establishing a branch or subsidiary
sınıf ve iştirak riski
class and subsidiary risk
iştirak kurmak
establish subsidiary
hakaret etmek, kötüye kullanmak, taciz etmek, takip etmek, tehdit etmek veya başka türlü
defame, abuse, harass, stalk, threaten or otherwise
devam etmek veya devam etmek teklif etmek
carrying on or proposing to carry on
hareket etmek veya ihmal etmek
act or omission
ifade etmek veya ima etmek
state or imply
teşvik etmek ve koordine etmek
encouraging and coordinating
ifade etmek ve ilan etmek
state and declare