daha az elverişli değil

daha az elverişli değil teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
daha az elverişli değil no less favourable

daha az elverişli değil terimi için benzer kelimeler ve anlamları
daha az elverişli değil no less favorable
daha elverişli değil no more favorable than
daha az elverişli değil are no less favourable
onlardan daha elverişli değil not more favorable than those
daha az elverişli değil are not less favourable
elverişli değil not conducive to
elverişli değil is not conducive
elverişli değil are not conducive to
elverişli değil it is not conducive to
elverişli değil are not fungible with
denize elverişli değil is not seaworthy
yola elverişli değil not roadworthy
elverişli değil not opportune
elverişli değil no unfavourable
karar elverişli değil the ruling is not favorable
elverişli değil is not conveniently located
artık elverişli değil no more favourable
elverişli değil no consider opportune
daha elverişli more favorable
daha elverişli is more conducive to
daha az elverişli tedavi yok no less favorable treatment
ilerleme için çok daha elverişli much more conducive to progress
için daha elverişli more conducive for
bu giderek daha elverişli that is increasingly conducive
yatırım için daha elverişli more conducive to investment
daha iyi değil daha kötü değil, sadece farklı not better not worse, just different
uçuşa elverişli airworthy
tarıma elverişli arable
elverişli conveniently
elverişli cam favrile glass
olmayan elverişli non-conducive
elverişli olmayan non-favorable
elverişli opportune
deniz seviyesinin altında ekime elverişli toprak polder
elverişli propitious
elverişli ortam conducive environment
elverişli is conducive to
elverişli are conducive to
tesadüfi veya elverişli incidental or conducive
elverişli mallar fungible goods
elverişli conveniently available
öğrenmeye elverişli conducive to learning
elverişli an opportune moment
için elverişli conducive for
elverişli bir konumda is conveniently located
davranışa elverişli conducive to the conduct
elverişli karar favourable ruling
elverişli denge favorable balance
elverişli konum favourable position
elverişli form opportune form