| kendisinin olduğuna inanıyor |
believes himself to be |
kendisinin olduğuna inanıyor terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| kendisinin olduğuna inanıyor |
he believes himself to be |
| güvenilir olduğuna inanıyor |
believes to be reliable |
| sahip olduğuna inanıyor |
believes in having |
| yasadışı olduğuna inanıyor |
believes to be unlawful |
| avrupalıların çoğunluğu, avrupa birliğinin emisyonları azaltma hedeflerinin olduğuna inanıyor |
a majority of europeans believes that the european union's targets for reducing emissions |
| korumak olduğuna inanıyor |
believes in protecting the |
| olduğuna inanıyor musun |
do you believe that there is |
| hedef olduğuna inanıyor |
believes that the target |
| uygun olduğuna inanıyor |
it believes appropriate |
| gerekli olduğuna inanıyor |
believes necessary |
| dillerin olduğuna inanıyor |
believes that languages are |
| kabul edilebilir olduğuna inanıyor musun |
do you believe it is acceptable |
| sahip olduğuna inanıyor |
believes to be in possession |
| doğru olduğuna inanıyor. |
believes it to be accurate. |
| ama olduğuna inanıyor |
but believes it was |
| gerekli olduğuna inanıyor |
believes it is necessary |
| kendisinin |
of his own |
| kendisinin yanında |
beside himself |
| kendisinin savunucusu |
advocate for himself |
| kendisinin ötesinde |
beyond itself |
| kendisinin kaleme aldığı |
self-penned |
| kendisinin tamamı |
entire of itself |
| kendisinin hakkını saklı tutar |
reserves itself the right |
| kendisinin hesabı |
account of herself |
| kendisinin altını çizme |
subrogate itself |
| kendisinin altında |
below itself |
| kendisinin sonu |
the end of himself |
| kendisinin dediğini duydum |
heard himself say |
| kendisinin bir fotoğrafı |
a photo of himself |
| kendisinin güvenliği |
safety of himself |
| kendisinin fotoğrafı |
photo of himself or herself |
| kendisinin ötesinde işaret |
pointing beyond itself |
| yaşamın kendisinin temeli |
the basis of life itself |
| kendisinin temsilcileri |
representatives of himself |
| kendisinin dehası |
genius of himself |
| kendisinin en iyisini verdi |
he gave the best of himself |
| kendisinin efendisi |
master of himself |
| kendisinin taşınmasına izin ver |
let himself be carried away |
| tanrının kendisinin iletişimi |
god's communication of himself |
| kendisinin versiyonu |
version of himself |
| kendisinin ötesine uzanıyor |
extends beyond itself |
| ürünün kendisinin doğası |
the nature of the product itself |
| kendisinin bir gösteri |
a spectacle of himself |
| kendisinin ortasında |
in the middle of himself |
| kendisinin veya kiralanan gayrimenkulün kiralanması ve işletilmesi |
renting and operating of own or leased real estate |
| kendisinin olduğunu belirterek |
noting that he himself |
| kendisinin dışında |
aside from his own |
| makul bir şekilde inanıyor |
reasonably believes |
| buna inanıyor |
believes that |
| o inanıyor |
he believes |