ile ilgili değildi

ile ilgili değildi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ile ilgili değildi did not relate to

ile ilgili değildi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
ile ilgili değildi was not concerned with
dava ile ilgili değildi case was not related to
sadaka ile ilgili değildi it was not about charity
wmd ile ilgili ve balistik füze ile ilgili wmd-related and ballistic missile-related
hiçbir şekilde ilgili değildi was in no way related
ile mutlu değildi was not happy with
ile ilişkili değildi was not associated with
ile sınırlı değildi was not limited to
ile uyumlu değildi was not in keeping with
ile uyumlu değildi were not in line with
ile bağlantılı değildi was not linked to
ile uyumlu değildi was not in compliance with
ile değildi was not through
ile uyumlu değildi was not compliant with
ile tutarlı değildi was not consistent with
ile tutarsız değildi were not inconsistent with
ile tutarlı değildi i was not consistent with
ile aynı değildi was not on a par with
ile tutarlı değildi were not consistent with
ile uyum içinde değildi were not in alignment with
ile ilgili veya ilgili regarding or relating to
ile ilgili olarak en ilgili are the most relevant with regard to
hiv ile ilgili seyahatlerle ilgili global veritabanı global database on hiv-related travel
ilgili önlemler ile ilgili concerning measures relating
ilgili veteriner ve zooteknik kontroller ile ilgili concerning veterinary and zootechnical checks applicable in
ile ilgili veya ilgili relating to or concerning
ile ilgili veya bununla ilgili herhangi bir anlaşmazlık any dispute arising out of or relating to
ile ilgili ayrıntılı bilgi ile with a detailed information regarding
ile etkileşimleri ile ilgili relating to interactions with
değildi ve # x27 t wasn't
kadar değildi it was not until
için değildi were it not for
sahip değildi didn't have
o kadar değildi it wasn't until
artık değildi was no longer
istisna değildi was no exception
mümkün değildi was not able
uygun değildi was unable
çok uzun zaman önce değildi it wasn't long before
durum böyle değildi this was not the case
farkında değildi was not aware
uzun zaman önce değildi it was not long before
o mümkün değildi it was not possible
artık değildi were no longer
başarılı değildi was not successful
birşey değildi it was nothing
belli değildi it was unclear
hiçbir şekilde değildi was by no means
müsait değildi were not available
sahip değildi has not had