kaçınılmaz hale getirdi

kaçınılmaz hale getirdi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
kaçınılmaz hale getirdi made it inevitable

kaçınılmaz hale getirdi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kaçınılmaz hale gelmek become inevitable
kaçınılmaz hale gelir becomes unavoidable
kaçınılmaz hale gelir becomes evasive
kaçınılmaz hale gelmek become unavoidable
kaçınılmaz hale geldi it became inevitable
kaçınılmaz hale geldi became inevitable
kullanılabilir hale getirdi has made available
onları kullanılabilir hale getirdi made them available
beni daha güvenli hale getirdi made me more confident
onu daha kararlı hale getirdi made him more determined
uygulanabilir hale getirdi made it feasible
uygun hale getirdi made it convenient
bizi bilinir hale getirdi made us known as
kendini işe yarar hale getirdi he made himself useful
onları daha olası hale getirdi made them more likely
onları ağır bağımlı hale getirdi made them heavily dependent
rekabeti alakasız hale getirdi made the competition irrelevant
bizi yapamaz hale getirdi made us unable
daha da zorlu hale getirdi made it even more challenging
daha kararlı hale getirdi made it more determined
sistemi daha açık hale getirdi made the system more open
hayatımızı daha konforlu hale getirdi made our lives more comfortable
hayatı başkaları için daha iyi hale getirdi made life better for others
neredeyse görünmez hale getirdi made it virtually invisible
çok önemli hale getirdi has made it crucial
imrenilen bir hale getirdi rendered it a coveted
savunulamaz hale getirdi made it untenable
çalışamaz hale getirdi rendered it inoperable
kaçınılmaz fateful
kaçınılmaz foregone
kaçınılmaz sonuç foregone conclusion
kaçınılmaz indispensable
kaçınılmaz ineluctable
kaçınılmaz inescapably
kaçınılmaz inevitable
kaçınılmaz inevitably
kaçınılmaz irremissible
kaçınılmaz unavoidable
kaçınılmaz başarısızlık inevitable failure
kaçınılmaz it is inevitable
kaçınılmaz kader inevitable fate
kaçınılmaz özellik unavoidable feature
neredeyse kaçınılmaz olarak almost inevitably
kaçınılmaz sonuç inevitable outcome
kaçınılmaz cannot be avoided
kaçınılmaz maliyetler unavoidable costs
kaçınılmaz is inevitable
kaçınılmaz gecikme unavoidable delay
kaçınılmaz gerçek inescapable fact
kaçınılmaz sonuç inescapable conclusion