güvencesiz yaşam koşulları

güvencesiz yaşam koşulları teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
güvencesiz yaşam koşulları precarious living conditions

güvencesiz yaşam koşulları terimi için benzer kelimeler ve anlamları
güvencesiz çalışma koşulları precarious working conditions
güvencesiz iş precarious work
güvencesiz işçiler precarious workers
güvencesiz pozisyon precarious position
güvencesiz işler precarious jobs
güvencesiz durum precarious situation
güvencesiz istihdam precarious employment
güvencesiz devlet precarious state
güvencesiz denge precarious balance
güvencesiz istihdam biçimleri precarious forms of employment
güvencesiz kalır remains precarious
güvencesiz geçim precarious livelihoods
güvencesiz konut precarious housing
güvencesiz görev precarious tenure
güvencesiz malzemeler precarious materials
güvencesiz without assurance
güvencesiz yerleşim precarious settlements
güvencesiz sözleşmeler precarious contracts
güvencesiz finansal durum precarious financial position
güvencesiz formlar precarious forms
güvencesiz sağlık precarious health
güvencesiz without surety
özellikle güvencesiz particularly precarious
ancak güvencesiz however precarious
güvencesiz zaman precarious time
güvencesiz istihdamda in precarious employment
güvencesiz istikrar precarious stability
güvencesiz gelirler precarious incomes
güvencesiz yer precarious place
güvencesiz with un security
güvencesiz doğa the precarious nature
güvencesiz anlamda precarious sense
yasal olarak güvencesiz legally precarious
güvencesiz yaşamak to live precariously
güvencesiz bir şekilde dengeli is precariously balanced
güvencesiz hak precarious right
güvencesiz konum precarious location
kısa vadeli güvencesiz sözleşme short term precarious contract
güvencesiz meslek precarious occupation
güvencesiz işgücü piyasası precarious labour market
gelecek güvencesiz future is precarious
güvencesiz insani durum precarious humanitarian situation
güvencesiz durumda in precarious situation
bazen güvencesiz sometimes precarious
güvencesiz sığınak precarious refuge
güvencesiz durum hakkında precarious situation regarding
çok güvencesiz bir şekilde in a very precarious manner
güvencesiz konut koşullarında yaşamak live in precarious housing conditions
güvencesiz emek durumu the precarious labour situation of
güvencesiz kaldı left in a precarious