| karar verdiğimiz gibi |
as we decided |
karar verdiğimiz gibi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| söz verdiğimiz gibi |
as we promised |
| verdiğimiz gibi |
as we yield to |
| verdiğimiz gibi |
as we give thanks |
| kendi ışığımızın parlamasına izin verdiğimiz gibi |
as we let our own light shine |
| verdiğimiz gibi |
as we have given |
| verdiğimiz rahatsızlık için özür dileriz |
we apologize for the inconvenience |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we apologize for any inconvenience |
| verdiğimiz rahatsızlık |
inconvenience caused |
| verdiğimiz için alırız |
we take it for granted |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we apologise for any inconvenience |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we apologize for the inconvenience caused |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we apologise for any inconvenience caused |
| verdiğimiz |
that we provide |
| hizmet verdiğimiz topluluklar |
communities we serve |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we are sorry for the inconvenience caused |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we are sorry for any inconvenience caused |
| hizmet verdiğimiz sektörler |
industries we serve |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı üzgünüz |
we regret any inconvenience |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı üzgünüz |
we regret the inconvenience |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
our apologies for the inconvenience |
| hizmet verdiğimiz müşteriler |
clients we serve |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we do apologize for the inconvenience |
| verdiğimiz hizmet |
service we provide |
| hizmet verdiğimiz aileler |
families we serve |
| değer verdiğimiz insanlar |
people we care for |
| hizmet verdiğimiz topluluk |
the community we serve |
| izin verdiğimiz yer |
where we permit |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we apologize any inconvenience |
| size verdiğimiz taahhütler |
our commitments to you |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we apologize for any inconveniences caused |
| hizmet verdiğimiz pazarlar |
markets we service |
| hizmet verdiğimiz müşteriler |
customers we serve |
| bunlara verdiğimiz önem |
the importance we attach to these |
| hizmet verdiğimiz kişilerin yaşamları |
the lives of those we serve |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we are sorry about the inconvenience |
| hizmet verdiğimiz pazarlara daha yakın |
closer to the markets we serve |
| değer verdiğimiz ilişki |
relationship we value |
| verdiğimiz |
that we gave |
| verdiğimiz sözleri takip edin |
follow through on our promises |
| verdiğimiz önem |
the importance we place |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz |
we apologise for any inconvenience that |
| kendimize verdiğimiz talepler |
demands we place upon ourselves |
| verdiğimiz için |
we for granted |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz. |
we apologize for the inconveniences caused. |
| verdiğimiz hediyeler |
gifts we gave |
| hizmet verdiğimiz kişilere hesap verebilirlik |
accountability to the people we serve |
| verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz ve |
we apologize for the inconvenience, and are working to |
| verdiğimiz taahhüt |
given we commit |
| size verdiğimiz yanıtın gecikmesinden dolayı özür dilememe izin verin |
allow me to apologize for the delay of our response to your |
| hizmet verdiğimiz müşteri |
customer we serve |