alışmaya başlamıştı

alışmaya başlamıştı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
alışmaya başlamıştı was getting used to

alışmaya başlamıştı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
alışmaya başlamıştı was getting accustomed to
alışmaya başladım i am getting used to
alışmaya başladım i'm getting used to
alışmaya çalışıyorlar they are getting used to
alışmaya başladım i'm getting accustomed
alışmaya alışkınım i'm get used to
alışmaya devam edecek will continue to be used to
almaya alışmaya başladım i get used to taking
alışmaya başlamıştım i was getting used to
sana alışmaya başladım i've gotten used to you
sonunda alışmaya başladım i'm finally getting used to
alışmaya ihtiyacım var need getting used to
hala alışmaya başladım i'm still getting used to
alışmaya biraz alıyorum i take some getting used to
alışmaya başladım i'm geting used to it
yavaş yavaş alışmaya başladım i am slowly getting used to
başlamıştı had begun
çoktan başlamıştı had already started
tarafından başlamıştı she had begun by
başlamıştı had been started
yeni başlamıştı had just begun
başlamıştı it had begun
çoktan başlamıştı had already begun
yeni başlamıştı had just started
daha yeni başlamıştı was just beginning
almaya başlamıştı was beginning to get
göstermeye başlamıştı were starting to show
film çoktan başlamıştı the film had already begun
başlamıştı was getting under way
iyi başlamıştı had begun good
düşünmeye başlamıştı had started thinking
zar zor başlamıştı had barely started
zaten başlamıştı were already beginning
daha yeni başlamıştı had only just started
başlamıştı was outgunned
tanımaya başlamıştı was getting to know
almaya başlamıştı had begun receiving
almaya başlamıştı was starting to get
sahip olmaya başlamıştı was beginning to have
hala başlamıştı had still begun
için başlamıştı had started for
parlamaya başlamıştı was beginning to shine
amaç başlamıştı the objective was getting
tartışmalara başlamıştı had begun discussions
ve yeni başlamıştı and had just launched
üçüncü aşamada iş başlamıştı work had begun on the third phase
üretmeye başlamıştı was starting to generate
yeni bir hayat başlamıştı a new life had begun
film başlamıştı the film had begun
şekil almaya başlamıştı was beginning to take shape