| pozisyonundan çıkarmak |
remove from his position |
pozisyonundan çıkarmak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| güç pozisyonundan |
from a position of strength |
| oturma pozisyonundan yükselme |
rising from a sitting position |
| pozisyonundan çıkarıldı |
removed from his position |
| pozisyonundan çıkarıldı |
was removed from his position |
| pozisyonundan ödün vermek |
compromise his position |
| pozisyonundan askıya alındı |
suspended from his position |
| pozisyonundan yararlanmak |
exploit its position |
| pozisyonundan dolayı |
due to his position |
| pozisyonundan aşağı adım |
stepping down from his position |
| pozisyonundan dolayı |
by virtue of his position |
| direk pozisyonundan kazanmak |
win from pole position |
| sürekli siyasi pozisyonundan ödün vermeyi reddetti |
consistently refused to compromise his political position |
| pozisyonundan dolayı |
by virtue of her position |
| pozisyonundan dolayı |
by reason of his position |
| sürüş pozisyonundan çıkmak |
leaving the driving position |
| pozisyonundan çıkarılması |
removal from his position |
| oturma pozisyonundan kalkmak |
getting up from a sitting position |
| sürücü pozisyonundan |
from driver position |
| pozisyonundan inmek |
step down from his position |
| 6 yönetim pozisyonundan 3'ü |
3 of the 6 management positions |
| yoldan çıkarmak |
abet |
| kemerini çıkarmak |
belt out |
| ortaya çıkarmak |
bring out |
| çıkarmak |
butt out |
| çıkarmak |
carry off |
| meydana çıkarmak |
catch out |
| çekirge sesi çıkarmak |
chirr |
| cıvıltılı sesler çıkarmak |
chirrup |
| çıkarmak |
cop out |
| ıskartaya çıkarmak |
cull |
| karaya çıkarmak |
debark |
| kirecini çıkarmak |
decalcify |
| karbonu çıkarmak |
decarbonize |
| kaynatarak özünü çıkarmak |
decoct |
| dini olmaktan çıkarmak |
deconsecrate |
| sonuç çıkarmak |
deduce |
| papazlıktan çıkarmak |
defrock |
| vatandaşlıktan çıkarmak |
denationalize |
| politika dışına çıkarmak |
depoliticize |
| kökünden çıkarmak |
deracinate |
| raydan çıkarmak |
derail |
| cüruftan camı çıkarmak |
devitrify |
| topraktan çıkarmak |
disentomb |
| kadrodan çıkarmak |
disestablish |
| çıkarmak |
dislocate |
| çıkarmak |
dislodge |
| yerinden çıkarmak |
displace |
| elden çıkarmak |
dispose |
| elden çıkarmak |
dispose of |
| iki telden aynı anda ses çıkarmak |
double-stop |