büyük bir dezavantaj

büyük bir dezavantaj teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
büyük bir dezavantaj a major drawback

büyük bir dezavantaj terimi için benzer kelimeler ve anlamları
büyük bir dezavantaj a major disadvantage
büyük bir dezavantaj a big disadvantage
büyük bir dezavantaj a huge disadvantage
büyük bir dezavantaj a great disadvantage
büyük bir dezavantaj are a big disadvantage
büyük dezavantaj major drawback
büyük dezavantaj huge disadvantage
tek büyük dezavantaj one big disadvantage
en büyük dezavantaj the biggest disadvantage
en büyük dezavantaj the greatest drawback
en büyük dezavantaj largest disadvantage
bir dezavantaj one downside
başka bir dezavantaj another drawback
başka bir dezavantaj another disadvantage
bir dezavantaj var there is a downside
bir dezavantaj a disadvantage is that
bir dezavantaj olarak as a disadvantage
bir dezavantaj olarak as a drawback
bir çok dezavantaj a lot of disadvantages
herhangi bir dezavantaj yaşamak suffer any disadvantage
ciddi bir dezavantaj koymak put at a serious disadvantage
net bir dezavantaj a clear disadvantage
başka bir dezavantaj another downside
herhangi bir dezavantaj any disadvantage
bir dezavantaj a disadvantage to
eğitimde bir dezavantaj a disadvantage in education
ek bir dezavantaj an additional drawback
hala bir dezavantaj is still a drawback
bu bir dezavantaj değil this is not a disadvantage
bu bir dezavantaj teşkil eder this constitutes a drawback
bir dezavantaj oluşturmak pose a disadvantage
bir avantaj ama dezavantaj an advantage but disadvantage
bir dezavantaj a disadvantage of
bir dezavantaj olmaktan uzak far from being a disadvantage
bir dezavantaj a disadvantage are
uygun bir şekilde hazırlandığında ve yönetildiğinde çok az dezavantaj vardır when properly drafted and managed there are few disadvantage
herhangi bir dezavantaj görmüyoruz we do not see any drawbacks
bu bir dezavantaj olabilir this might be a disadvantage
doğrudan bir dezavantaj a direct disadvantage
bir dezavantaj değil is not a drawback
önemli bir dezavantaj a significant disadvantage
büyük büyük büyük büyük dede great great great great grandfather
dezavantaj disadvantage
dezavantaj handily
rekabetçi dezavantaj competitive disadvantage
sosyal dezavantaj social disadvantage
ekonomik dezavantaj economic disadvantage
ana dezavantaj the main drawback
dezavantaj koymak put at a disadvantage
dezavantaj a drawback