birinci öncelikli faiz

birinci öncelikli faiz teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
birinci öncelikli faiz first priority interest

birinci öncelikli faiz terimi için benzer kelimeler ve anlamları
öncelikli olan öncelikli paramount taking precedence
birinci öncelikli güvenlik faizi first priority security interest
birinci öncelikli rehin first priority pledge
birinci öncelikli güvenlik first priority security
birinci öncelikli güvenlik faizi a first priority security interest
birinci öncelikli konu a first priority issue
birinci zaman aşımına uğramış birinci first-expired-first
birinci dönem birinci sınıf öğrencisi first semester freshman
öncelikli faiz priority interest
öncelikli faiz prior interest
öncelikli mükemmel faiz priority perfected interest
faiz geliri veya faiz giderinin d in the periods that interest income or interest expense is r
faiz üstüne faiz interest on top of interest
faiz dışı faiz oranı non-interest rate
yasal faiz oranından faiz interest at the legal interest rate
diyafram öncelikli aperture-priority
öncelikli olarak initiatively
öncelikli hak preemptive right
öncelikli posta priority mail
en öncelikli top priority
öncelikli sorumluluk primary responsibility
öncelikli haklar preemptive rights
öncelikli olmak take precedence over
öncelikli hedefi primary objective
öncelikli alanlar priority areas
öncelikli rol primary role
öncelikli olmalı shall take precedence
öncelikli korunma primary prevention
öncelikli anlaşma-mutakabat - ön görüşme prior agreement
öncelikli olmak takes precedence over
öncelikli hedef primary target
öncelikli hak talebi priority claim
öncelikli öğrenim prior learning
düşük öncelikli low priority
öncelikli eylemler priority actions
öncelikli başvuru priority application
öncelikli hedef primary aim
öncelikli geçiş priority pass
öncelikli erişim priority access
öncelikli olmak take priority over
öncelikli liste prioritized list
öncelikli oturma priority seating
öncelikli konular priority issues
öncelikli valf priority valve
öncelikli olarak on a priority basis
öncelikli olacak will take precedence
öncelikli olmak priority over
öncelikli biniş priority boarding
öncelikli suç alanı priority crime area
öncelikli inceleme priority review