| sahip olduklarından beri |
since they had |
sahip olduklarından beri terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| sahip olduklarından beri mi |
is it since they have |
| olduklarından beri |
since they are |
| çocuk olduklarından beri |
since they were children |
| ihtiyaçları olduklarından beri |
since they need |
| eksik olduklarından beri |
since they lack |
| altında olduklarından beri |
since they underlie |
| arkadaş olduklarından beri küçükler |
are friends since they were little |
| eski olduklarından beri |
since they became obsolete |
| sahip olduklarından |
than they have |
| sahip olduklarından emin olun |
make sure they have |
| sahip olduklarından daha fazla |
more than they have |
| sahip olduklarından daha |
than what they got |
| sahip olduklarından şüphelenilen öğrenciler için eksiksiz |
complete for students suspected of having |
| sahip olduklarından şüpheliyim |
i doubt they have |
| sahip olduklarından |
from what you have |
| memnun olduklarından |
are satisfied that |
| olduklarından emin olun |
make sure they are |
| olduklarından emin olun |
ensure that they are |
| farkında olduklarından |
than they realize |
| güvenli olduklarından emin olun |
ensure they are safe |
| uygun olduklarından emin olun |
ensure that they are appropriate |
| bir zamanlar olduklarından |
than they once were |
| güvenli olduklarından emin olun |
make sure they are safe |
| uygulanabilir olduklarından |
as they are applicable |
| güvenli olduklarından emin olun |
ensure they are secure |
| nerede olduklarından bağımsız olarak |
regardless of where they are |
| karşı karşıya olduklarından |
than those faced by |
| daha iyi adapte olduklarından |
as they adapt better |
| ilk olduklarından |
than they first |
| uygun olduklarından emin olun |
ensure they fit |
| su geçirmez olduklarından |
as they are waterproof |
| uygun olduklarından emin olun |
ensure they are in accordance |
| memnun olduklarından |
that they are satisfied |
| mümkün olduklarından daha fazlasını elde etmek |
achieve more than they thought possible |
| bağlı olduklarından |
since they depend |
| doğru olduklarından emin olmak için |
to make sure they are correct |
| olduklarından |
than they have been |
| doğru olduklarından emin olun |
ensure they are accurate |
| farklı olduklarından daha benzerler |
are more alike than they are different |
| hafif olduklarından, tutamaçları olduğundan ve çok fazla seçenek sunduğundan |
since they're lightweight, have handles, and offer a lot of |
| gerçekte olduklarından |
than they really are |
| beri beri buradayım |
i am here since |
| sahip olduğumdan beri |
since i have |
| sahip olduğundan beri |
since you have |
| beri sahip değiliz |
since we don't have |
| sahip olmadığımdan beri |
since i don't have |
| sahip olduğumdan beri |
ever since i have |
| o zamandan beri sahip olduğu pozisyon |
a position he has held since |
| sahip olduğundan beri |
ever since having |
| ve sahip olduğumdan beri |
and since i have |