sözcüksel karar görevi

sözcüksel karar görevi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
sözcüksel karar görevi lexical decision task

sözcüksel karar görevi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
sözcüksel ekleme lexical insertion
sözcüksel kelimeler lexical words
sözcüksel yaklaşım lexical approach
sözcüksel seçim lexical choice
sözcüksel ödünç alma lexical borrowing
sözcüksel alan lexical field
sözcüksel birim lexical unit
sözcüksel kalıplar lexical patterns
sözcüksel arzular wordly desires
sözcüksel terimler lexical terms
sözcüksel kapsam lexical scoping
sözcüksel zenginlik lexical richness
sözcüksel aralık lexical range
sözcüksel biçim lexical form
sözcüksel veritabanı lexical database
sözcüksel çalışma lexical study
sözcüksel yeterlilik lexical competence
sözcüksel doğruluk lexical accuracy
sözcüksel hata lexical error
sözcüksel kategori lexical category
sözcüksel değişim lexical variation
tematik, sözcüksel thematic, lexical
sözcüksel polisilik lexical polysemy
sözcüksel odak lexical focus
karar görevi decision task
karar verme görevi the duty to decide
karar verme görevi decision-making task
karar ve karar judgement and decision
son karar ve karar final order and judgment
karar vermeye karar verdi decided boost
karar hakkında karar herhangi bir mahkeme tarafından girilebilir judgment upon the award may be entered by any court
karar hakkında karar herhangi bir mahkemeye girilebilir judgment on the award may be entered in any court
karar verilmiş karar decide supported
2. karar verip vermemeye karar vermek 2. deciding whether or not
karar ve karar raporları reports of judgments and decisions
hakemler tarafından verilen karar hakkında karar judgment upon award rendered by the arbitrators may be enter
özerk oturma izni veya başka bir karar vermeye karar vermek decide to grant an autonomous residence permit or another
bağlaç görevi yapan conjunctive
telafi görevi countervailing duty
geri çekilme görevi duty to retreat
görevi-bağlı duty-bound
ev görevi home mission
görevi yerine getirmek officiate
görevi nedeniyle kendini bir şey sanan memur panjandrum
adıl görevi yapan pronominal
kurtarma görevi rescue mission
destek görevi support mission
bakım görevi duty of care
juri görevi jury duty
görevi the role of