seated blood pressure

seated blood pressure teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
seated blood pressure oturmuş kan basıncı

seated blood pressure terimi için benzer kelimeler ve anlamları
blood to blood contact kan-kan teması
blood and blood products kan ve kan ürünleri
blood clots in the blood vessels kan damarlarındaki kan pıhtıları
blood or blood products kan veya kan ürünleri
blood and blood components kan ve kan bileşenleri
blocking of blood vessels by blood clots kan damarlarının kan pıhtısı ile bloke edilmesi
inherited blood disorders in which the blood does not clot p kanın pıhtılaşmadığı kalıtsal kan hastalıkları p
blood and blood products of animal origin hayvansal kaynaklı kan ve kan ürünleri
white blood count red blood beyaz kan sayımı kırmızı kan
blood-to-blood transmission kandan kana geçiş
blood and blood products will be provided kan ve kan ürünleri sağlanacak
this oxygen-rich blood helps form new blood vessels, which h bu oksijen bakımından zengin kan, yeni kan damarlarının oluşmasına yardım eder.
blood and blood forming organs kan ve kan oluşturan organlar
human blood; animal blood prepared for therapeutic, insan kanı; tedavi için hazırlanan hayvan kanı,
deep-seated köklü
seated oturmuş
well-seated iyi oturmuş
seated position oturmuş pozisyon
fully seated tamamen oturmuş
remain seated oturur durumda kal
be seated oturtulmak
firmly seated sıkıca oturmuş
please be seated lütfen otur
properly seated düzgün oturmuş
resilient seated esnek oturmuş
metal seated metal oturmuş
stay seated yerinizden kalkmayın
is seated oturmuş
seated row sıra koltuk
deeply seated derine oturmuş
are seated oturmuş
seated dinner oturmuş akşam yemeği
well seated iyi oturmuş
securely seated sıkıca oturmuş
get seated oturmak
being seated oturmak
seated properly düzgün oturmuş
was seated oturmuş
seated against karşı oturmuş
seated area oturmuş alan
seated flush oturmuş floş
seated valve oturmuş valf
wait to be seated oturmayı bekle
double seated valve çift oturmalı valf
i was seated oturdum
seated at a table bir masada oturmuş
were seated oturdular
deep-seated fear derinlemesine korku
jury seated jüri oturmuş
getting seated oturmak