only allowed

only allowed teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
only allowed sadece izin

only allowed terimi için benzer kelimeler ve anlamları
are only allowed sadece izin verilir
is only allowed sadece izin verilir
is allowed only sadece izin verilir
is only allowed with sadece ile izin verilir
is only allowed when sadece
only person allowed to izin verilen tek kişi
food is allowed only in the cafeteria yemeklere yalnızca kafeteryada izin verilir
they are allowed only sadece izin verilir
only characters are allowed sadece karakterlere izin verilir
only skilled personnel are allowed sadece yetenekli personele izin verilir
3. smoking is allowed in designated areas only 3. sadece belirtilen alanlarda sigara içilebilir
only allowed for sadece için izin
all work is only allowed to be done bütün iş sadece yapılabilir
only one entry allowed sadece bir girişe izin verilir
only as allowed sadece izin verilen
shall only be allowed sadece izin verilir
only only businesses sadece sadece işletmeler
only; only one sadece; sadece bir
allowed izin
not allowed izin verilmedi
be allowed to izinli olmak
allowed for için izin verildi
is allowed izin verilir
are allowed izin verilir
is not allowed müsade edilmez
are not allowed izin verilmez
to the extent allowed by law yasaların izin verdiği ölçüde
should be allowed izin verilmeli
has allowed izin verildi
it is not allowed buna izin verilmiyor
will be allowed izin verilecek
as allowed by law yasaların izin verdiği gibi
time allowed müsade edilen zaman
were allowed izin verildi
was allowed izin verildi
shall be allowed izin verilecek
you are not allowed izinli değilsin
pets allowed evcil hayvanlar girebilir
you are allowed izinlisin
have allowed izin verdim
i am not allowed iznim yok
we are allowed iznimiz var
we are not allowed izinli değiliz
to the extent allowed izin verilen ölçüde
it is allowed izin verilir
allowed by law yasaların izin verdiği
i am allowed iznim var
as allowed by izin verdiği gibi
allowed claim izin verilen hak talebi
allowed to stand ayağa kalkar