exerting pressure

exerting pressure teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
exerting pressure baskı uygulamak

exerting pressure terimi için benzer kelimeler ve anlamları
exerting downward pressure aşağı doğru baskı uygulamak
pressure exerting basınç uygulamak
exerting uygulamakla
over-exerting aşırı uygulamakla
exerting force kuvvet uygulamak
exerting power güç uygulamak
exerting control kontrol uygulamak
exerting influence nüfuz etkisi
exerting yourself kendini zorlamak
exerting leverage kaldıraç uygulamak
by exerting zorlayarak
exerting an influence etki yaratmak
still exerting hala çalışıyor
in exerting zorlamada
physically exerting fiziksel olarak zorlama
exerting efforts çaba sarf etmek
exerting a force kuvvet uygulamak
exerting themselves. kendilerini zorlamak.
exerting some influence biraz etki göstermek
exerting considerable influence önemli etki göstermek
i'm exerting egzersiz yapıyorum
exerting over çabalamak
as exerting zorlayan
exerting an impact etki yapmak
exerting control over kontrol altına almak
is exerting zorluyor
exerting influence over üzerinde etkili olmak
exerting any influence herhangi bir etki göstermek
thus exerting bu yüzden
exerting leadership liderlik uygulamak
practice exerting pratik yapmak
operated in the pressure demand or other positive pressure m basınç talebinde veya diğer pozitif basınçlarda işletilen m
hydraulic pressure system pressure hidrolik basınç sistemi basıncı
a pressure reducing valve with pressure gauge, manometreli bir basınç düşürme valfı,
pressure demand or other positive pressure mode basınç talebi veya diğer pozitif basınç modu
abdominal pressure karın basıncı
adverse pressure gradient ters basınç gradyanı
air pressure hava basıncı
atmospheric pressure atmosferik basınç
back pressure geri basınç
barometric pressure barometrik basınç
blood pressure kan basıncı
central venous pressure santral venöz basınç
centre of pressure baskı merkezi
cerebrospinal pressure beyin omurilik basıncı
constant positive pressure breathing sürekli pozitif basınçlı solunum
continuous positive airway pressure sürekli pozitif hava yolu basıncı
continuous positive pressure breathing sürekli pozitif basınçlı solunum
continuous positive pressure ventilation sürekli pozitif basınçlı havalandırma
critical pressure kritik baskı