defining objectives and metrics

defining objectives and metrics teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
defining objectives and metrics hedef ve ölçümlerin tanımlanması

defining objectives and metrics terimi için benzer kelimeler ve anlamları
objectives metrics hedef ölçümleri
defining objectives hedeflerin tanımlanması
in defining objectives hedeflerin tanımlanmasında
defining long term objectives uzun vadeli hedeflerin tanımlanması
defining realistic objectives gerçekçi hedeflerin tanımlanması
metrics and targets ölçümler ve hedefler
institute for health metrics and evaluation sağlık ölçümleri ve değerlendirme enstitüsü
metrics and indicators ölçümler ve göstergeler
metrics and reporting ölçümler ve raporlama
data and metrics veri ve ölçümler
goals and metrics hedefler ve metrikler
metrics and dashboards metrikler ve gösterge tabloları
targets and metrics hedefler ve metrikler
and metrics ve metrikler
metrics and benchmarks ölçümler ve ölçütler
metrics and measurements metrikler ve ölçümler
measurements and metrics ölçümler ve metrikler
standards and metrics standartlar ve metrikler
operating and financial metrics işletme ve finansal ölçümler
cost and metrics maliyet ve ölçümler
indicators and metrics göstergeler ve metrikler
quantitative and qualitative metrics nicel ve nitel ölçümler
resources and metrics kaynaklar ve metrikler
metrics and standards ölçümler ve standartlar
modeling and metrics modelleme ve metrikler
metrics and models metrikler ve modeller
framework and metrics çerçeve ve metrikler
markets and metrics pazarlar ve metrikler
metrics and evaluation ölçümler ve değerlendirme
systems and metrics sistemler ve metrikler
metrics and reviews ölçümler ve yorumlar
5. monitoring and metrics 5. izleme ve ölçümler
enhanced metrics and reporting gelişmiş ölçümler ve raporlama
criteria and metrics ölçütler ve metrikler
responsible for defining and implementing tanımlamaktan ve uygulamaktan sorumlu
defining and supporting tanımlama ve destekleme
defining ways and means yolları ve araçları tanımlama
defining and overseeing tanımlama ve denetleme
defining the facilitation of unauthorised entry, transit and yetkisiz giriş, transit ve
she cried, and that was a defining moment in my life! diye bağırdı ve hayatımda belirleyici bir an oldu!
defining and recognizing tanımlamak ve tanımak
desirous of defining the terms and conditions governing the yöneten hüküm ve koşulları tanımlamaya istekli
defining and prohibiting tanımlamak ve yasaklamak
defining and strengthening tanımlama ve güçlendirme
defining and producing tanımlama ve üretme
defining and non tanımlayan ve olmayan
defining and building tanım ve yapı
defining and setting tanımlama ve ayarlama
defining roles and responsibilities rol ve sorumlulukların tanımlanması
metrics ölçümlerini