statutorily prescribed period

statutorily prescribed period teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
statutorily prescribed period resmi olarak öngörülen süre

statutorily prescribed period terimi için benzer kelimeler ve anlamları
statutorily filing period yasal olarak dosyalama süresi
statutorily kanunen
statutorily mandated yasal olarak zorunlu
statutorily required yasal olarak gerekli
statutorily authorized resmi olarak yetkili
statutorily entitled yasal olarak
statutorily barred yasal olarak yasaklanmış
statutorily imposed yasal olarak uygulanan
statutorily protected yasal olarak korunan
statutorily established yasal olarak kurulmuş
statutorily approved yasal olarak onaylanmış
is statutorily required yasal olarak gerekli
statutorily empowered to yasal olarak yetkilendirilmiş
statutorily provided yasal olarak sağlanan
statutorily regulated yasal olarak düzenlenmiş
statutorily defined yasal olarak tanımlanmış
prescribed period öngörülen süre
prescribed period of time öngörülen süre
within the prescribed period öngörülen süre içerisinde
by not adopting the prescribed period öngörülen süreyi kabul etmeyerek
failing to adopt, within the prescribed period, the laws öngörülen süre içinde kanunları kabul etmemek
legally prescribed period yasal olarak belirlenmiş süre
over a prescribed period öngörülen süre zarfında
period of time prescribed öngörülen süre
failure to transpose within the period prescribed öngörülen süre içerisinde devredilememek
from period to period dönemden döneme
period to period döneme
a period of time equal to the period döneme eşit bir süre
remaining period of the original warranty period orijinal garanti süresinin kalan süresi
in that period period o dönemde
prescribed reçete
self-prescribed kendinden reçete
as prescribed öngörüldüğü gibi
prescribed by law kanunla öngörülen
prescribed particulars öngörülen detaylar
prescribed drugs reçeteli ilaçlar
prescribed burning reçete yazma
prescribed for graduation mezuniyet için öngörülen
prescribed course öngörülen ders
prescribed time öngörülen zaman
prescribed treatment öngörülen tedavi
in the manner prescribed öngörülen şekilde
as prescribed by law yasaların öngördüğü şekilde
are prescribed reçete edilir
prescribed procedure öngörülen prosedür
is prescribed reçete edilir
prescribed medicine reçeteli ilaç
unless otherwise prescribed aksi belirtilmedikçe
course of study prescribed öngörülen çalışma dersi
legally prescribed yasal olarak öngörülen