economic uncertainty

economic uncertainty teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
economic uncertainty ekonomik belirsizlik

economic uncertainty terimi için benzer kelimeler ve anlamları
severe economic uncertainty ağır ekonomik belirsizlik
global economic uncertainty küresel ekonomik belirsizlik
backdrop of economic uncertainty ekonomik belirsizlik fonu
continued global economic uncertainty küresel ekonomik belirsizliğin devam etmesi
an environment of economic uncertainty ekonomik belirsizlik ortamı
increasing economic uncertainty artan ekonomik belirsizlik
times of economic uncertainty ekonomik belirsizlik zamanları
economic and political uncertainty ekonomik ve politik belirsizlik
with economic uncertainty ekonomik belirsizlik ile
corridor of uncertainty belirsizlik koridoru
heisenberg uncertainty principle heisenberg belirsizlik ilkesi
uncertainty belirsizlik
uncertainty principle belirsizlik ilkesi
measurement uncertainty kesin ölçümü olmayan
uncertainty avoidance belirsizlikten kaçınma
legal uncertainty yasal belirsizlik
regulatory uncertainty düzenleyici belirsizlik
market uncertainty pazar belirsizliği
estimation uncertainty tahmin belirsizliği
policy uncertainty politika belirsizliği
expanded uncertainty genişletilmiş belirsizlik
uncertainty about belirsizlik
uncertainty over belirsizlik
uncertainty of measurement ölçüm belirsizliği
political uncertainty siyasal belirsizlik
degree of uncertainty belirsizlik derecesi
under uncertainty belirsizlik altında
uncertainty remains belirsizlik kalıntıları
uncertainty surrounding belirsizlik çevreleyen
uncertainty range belirsizlik aralığı
there is uncertainty belirsizlik var
damaging legal uncertainty zarar veren yasal belirsizlik
guide to the expression of uncertainty in measurement ölçümdeki belirsizliğin ifadesine rehberlik eder
financial uncertainty finansal belirsizlik
heightened uncertainty artan belirsizlik
measuring uncertainty belirsizlik ölçümü
inherent uncertainty doğal belirsizlik
areas of uncertainty belirsizlik alanları
considerable uncertainty önemli belirsizlik
uncertainty factor belirsizlik faktörü
genuine uncertainty gerçek belirsizlik
environmental uncertainty çevresel belirsizlik
reduce uncertainty belirsizliği azaltmak
source of uncertainty belirsizlik kaynağı
uncertainty regarding belirsizlik
in the face of uncertainty belirsizlik karşısında
dealing with uncertainty belirsizlikle baş etmek
range of uncertainty belirsizlik aralığı
continued uncertainty belirsizlik devam etti
significant uncertainty önemli belirsizlik