draw conclusions from the fact that

draw conclusions from the fact that teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
draw conclusions from the fact that bunun sonucuna varmak

draw conclusions from the fact that terimi için benzer kelimeler ve anlamları
draw conclusions sonuca varmak
draw conclusions from sonuç çıkarmak
draw firm conclusions kesin sonuçlar çıkarmak
draw conclusions about sonuç çıkarmak
draw up conclusions sonuç çıkarmak
draw some conclusions bazı sonuçlara varmak
draw hasty conclusions aceleci sonuçlar çıkarmak
draw your own conclusions kendi sonuçlarını çıkar
draw definite conclusions kesin sonuçlar çıkarmak
draw their own conclusions kendi sonuçlarını çıkar
draw the right conclusions doğru sonuçları çıkar
draw reasonable conclusions makul sonuçlar çıkarmak
draw different conclusions farklı sonuçlar çıkarmak
draw valid conclusions geçerli sonuçlar çıkarmak
draw relevant conclusions konuyla ilgili sonuçlar çıkarmak
to draw several conclusions birkaç sonuç çıkarmak
draw general conclusions genel sonuç çıkarmak
draw accurate conclusions doğru sonuçlar çıkarmak
draw definitive conclusions kesin sonuçlar çıkarmak
we can draw the following conclusions aşağıdaki sonuçları çıkartabiliriz
draw the following conclusions aşağıdaki sonuçları çıkar
draw important conclusions önemli sonuçlar çıkarmak
too early to draw any conclusions herhangi bir sonuca varmak için çok erken
we draw some conclusions bazı sonuçlar çıkardık
try to draw conclusions sonuç çıkarmaya çalış
what conclusions are we to draw? hangi sonuçları çıkartacağız?
to draw valuable conclusions değerli sonuçlar çıkarmak
make inferences and draw conclusions çıkarım yapmak ve sonuç çıkarmak
draw similar conclusions benzer sonuçlara varmak
the objective is to draw conclusions amaç sonuç çıkarmaktır
draw key conclusions önemli sonuçlar çıkarmak
it is too early to draw conclusions sonuç çıkarmak için çok erken
draw out conclusions sonuç çıkarmak
draw its own conclusions kendi sonuçlarını çıkar
draw his own conclusions kendi sonuçlarını çıkar
allow to draw conclusions sonuç çıkarmaya izin vermek
to draw pertinent conclusions. ilgili sonuçlar çıkarmak.
draw audit conclusions denetim sonuçları çıkarmak
draw their conclusions sonuçlarını çıkar
to draw conclusions concerning ilgili sonuç çıkarmak
not to draw conclusions sonuç çıkarmamak
draw conclusions from that bundan sonuç çıkarmak
draw a number of conclusions birkaç sonuç çıkarmak
draw practical conclusions pratik sonuçlara varmak
findings of fact and conclusions of law olgu ve hukukun sonuçları
findings of fact and conclusions olgu ve sonuçların bulguları
request for findings of fact and conclusions of law olgu ve hukukun sonuçlarına ilişkin bulguları isteme
finding of fact and conclusions of law gerçeğin bulunması ve hukukun sonuçları
findings of fact, conclusions of law gerçeğin bulguları, hukuk sonuçları
draw attention to the fact gerçeğe dikkat çekmek