had breast conserving surgery

had breast conserving surgery teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
had breast conserving surgery meme koruyucu cerrahi geçirdi

had breast conserving surgery terimi için benzer kelimeler ve anlamları
breast conserving surgery göğüs koruyucu cerrahi
have breast-conserving surgery göğüs koruyucu cerrahi yaptırmak
breast-conserving meme koruyucu
breast conserving therapy meme koruyucu tedavi
breast surgery meme ameliyatı
breast reduction surgery meme küçültme ameliyatı
breast cancer surgery meme kanseri ameliyatı
breast reconstruction surgery meme rekonstrüksiyonu ameliyatı
breast sparing surgery göğüs koruyucu cerrahi
breast augmentation surgery göğüs büyütme operasyonu
breast reconstructive surgery meme rekonstrüktif ameliyatı
conservative breast surgery konservatif meme cerrahisi
breast implant surgery meme implantı ameliyatı
breast enlargement surgery göğüs büyütme ameliyatı
breast conservation surgery göğüs koruma ameliyatı
cosmetic breast surgery kozmetik meme ameliyatı
surgery for breast cancer meme kanseri ameliyatı
reconstructive breast surgery rekonstrüktif meme cerrahisi
conserving tasarruf
resource-conserving kaynak tasarrufu
conserving energy enerji tasarrufu
conserving resources kaynakları korumak
conserving water su tasarrufu
water conserving su tasarrufu
conserving the environment çevreyi korumak
water conserving fixtures su koruma armatürleri
tissue-conserving doku koruyucu
conserving agent koruyucu ajan
conserving power güç tasarrufu
conserving cash nakit tasarrufu
while conserving korurken
conserving coral reefs mercan resifleri korumak
conserving refugia for sedentary species sedanter türler için refugia korunması
for the purpose of conserving korumak amacıyla
for conserving korumak için
conserving biodiversity biyolojik çeşitliliği korumak
conserving the human species in the sacredness of its life insan türünü hayatının kutsallığında korumak
conserving and promoting korumak ve teşvik etmek
conserving paper koruyucu kağıt
conserving the fertility doğurganlığı korumak
conserving fixtures demirbaş koruyucu
conserving pasture meraları korumak
conserving heritage mirası korumak
conserving natural resources doğal kaynakları korumak
in conserving resources kaynakları korumakta
worth conserving korunmaya değer
conserving wildlife yaban hayatı koruma
conserving freshwater tatlı su tasarrufu
resource conserving production kaynak koruma üretimi
conserving powerful güçlü koruma