| a fifteen minute walk from |
on beş dakikalık yürüme mesafesinde |
a fifteen minute walk from terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| a fifteen-minute |
on beş dakika |
| at fifteen minute intervals |
onbeş dakikalık aralıklarla |
| a fifteen-minutes walk from |
on beş dakika yürüme mesafesinde |
| minute by minute |
dakika dakika |
| minute-to-minute basis |
dakikadan dakikaya |
| minute by minute reports |
dakika dakika raporları |
| minute walk |
dakika yürüyüş |
| 6-minute walk test |
6 dakikalık yürüme testi |
| 5 minute walk |
5 dakikalık yürüme mesafesinde |
| six-minute walk test |
altı dakikalık yürüme testi |
| 10 minute walk |
10 dakikalık yürüyüş |
| a ten minute walk |
on dakikalık bir yürüyüş |
| ten minute walk |
on dakikalık yürüyüş |
| 2 minute walk |
2 dakikalık yürüme mesafesinde |
| 15-minute walk |
15 dakikalık yürüme mesafesinde |
| five minute walk |
beş dakikalık yürüyüş |
| minute walk through. |
dakika yürüyün. |
| a minute walk away |
bir dakikalık yürüme mesafesinde |
| five minute walk away |
beş dakikalık yürüme mesafesinde |
| a five minute walk |
beş dakikalık bir yürüyüş |
| is a short 15 minute walk away from |
kısa bir 15 dakikalık yürüme mesafesindedir |
| 30 minute walk |
30 dakikalık yürüyüş |
| 5-minute walk from |
5 dakikalık yürüme mesafesinde |
| a ten minute walk from |
on dakikalık bir yürüyüş mesafesinde |
| 5 minute walk from the beach |
plaja 5 dakikalık yürüme mesafesinde |
| twenty- minute walk |
yirmi dakikalık yürüyüş |
| 20-minute walk |
20 dakikalık yürüme mesafesinde |
| one minute walk from |
bir dakikalık yürüme mesafesinde |
| about a ten minute walk. |
yaklaşık on dakikalık bir yürüyüş. |
| 20 minute walk from the campus |
kampüsten 20 dakikalık yürüyüş mesafesinde |
| six-minute walk |
altı dakikalık yürüyüş |
| it is five minute walk |
beş dakikalık yürüme mesafesindedir |
| three minute walk |
üç dakikalık yürüyüş |
| just a 10 minute walk |
sadece 10 dakikalık bir yürüyüş |
| walk a walk on the wild side |
vahşi tarafta yürümek |
| if you want to walk fast, walk alone |
hızlı yürümek istersen, yalnız yürü |
| walk walk for miles |
kilometrelerce yürümek |
| everybody will be world famous for fifteen minutes |
on beş dakika boyunca herkes dünyaca ünlü olacak |
| fifteen |
onbeş |
| fifteen men on the dead man's chest — / yo-ho-ho, and a bottle of rum! |
ölü adamın on beş adamı, göğsüne - / yo-ho-ho ve bir şişe rom! |
| fifteen hundred |
binbeşyüz |
| fifteen thousand |
on beş bin |
| within fifteen days |
on beş gün içinde |
| fifteen years |
onbeş sene |
| for fifteen years |
on beş yıl boyunca |
| i am fifteen |
on beş yaşındayım |
| fifteen minutes of fame |
on beş dakikalık şöhret |
| fifteen percent |
yüzde on beş |
| fifteen-year-old |
onbeş yaşında |
| one hundred and fifteen |
yüz ön beş |