perceived political risk

perceived political risk teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
perceived political risk algılanan politik risk

perceived political risk terimi için benzer kelimeler ve anlamları
perceived political algılanan politik
perceived risk algılanan risk
level of risk perceived algılanan risk düzeyi
perceived risk of default algılanan temerrüt riski
high perceived risk yüksek algılanan risk
perceived level of risk algılanan risk seviyesi
a perceived risk algılanan bir risk
perceived additional risk algılanan ek risk
political issues, political parties and representatives. siyasal konular, siyasi partiler ve temsilciler.
political risk politik risk
political risk insurance politik risk sigortası
political risk guarantees politik risk garantileri
political risk consultancy politik risk danışmanlığı
political risk coverage politik risk kapsamı
political and economic risk consultancy politik ve ekonomik risk danışmanlığı
political and economic risk consultancies politik ve ekonomik risk danışmanlığı
a significant political risk önemli bir siyasi risk
political and commercial risk politik ve ticari risk
political and regulatory risk politik ve düzenleyici risk
perceived algılanan
perceived noise decibel algılanan gürültü desibel
perceived value algılanan değer
perceived need algılanan ihtiyaç
perceived threat algılanan tehdit
self-perceived kişinin algıladığı
perceived quality algılanan kalite
real or perceived gerçek veya algılanan
is perceived algılanmak
perceived benefits algılanan fayda
perceived exertion algılanan efor
actual or perceived gerçek veya algılanan
be perceived algılanmak
widely perceived yaygın olarak algılanan
perceived conflict algılanan çatışma
perceived lack algılanan eksiklik
perceived competence algılanan yetkinlik
are perceived algılanıyor
perceived disability algılanan sakatlık
perceived failure algılanan başarısızlık
perceived wisdom algılanan bilgelik
perceived barriers algılanan engeller
perceived stress algılanan stres
perceived fairness algılanan adalet
perceived reality algılanan gerçeklik
were perceived algılandı
perceived loss algılanan kayıp
was perceived algılandı
perceived conflict of interest algılanan çıkar çatışması
perceived slight hafif algılanan
could be perceived algılanabilir