| to cause severe effects |
ciddi etkilere neden olmak |
to cause severe effects terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| severe effects |
ağır etkiler |
| severe side effects |
ciddi yan etkiler |
| severe health effects |
ağır sağlık etkileri |
| effects of severe weather |
şiddetli havanın etkileri |
| severe toxic effects |
ciddi toksik etkiler |
| sometimes-severe side effects |
bazen ciddi yan etkiler |
| possible severe effects |
olası şiddetli etkiler |
| side effects that are severe enough |
yeterince şiddetli yan etkileri |
| severe or unexpected side effects |
ciddi veya beklenmedik yan etkiler |
| rare but severe side effects |
nadir fakat ciddi yan etkiler |
| can cause severe injury |
ciddi yaralanmalara neden olabilir |
| can cause severe damage |
ciddi hasara neden olabilir |
| cause severe pain |
şiddetli ağrıya neden olmak |
| may cause severe eye irritation. |
ciddi derecede göz tahrişine neden olabilir. |
| can cause severe illness |
ciddi hastalıklara neden olabilir |
| can cause severe problems |
ciddi sorunlara neden olabilir |
| sudden, severe headache with no known cause |
bilinen bir neden olmadan ani, şiddetli baş ağrısı |
| could cause severe injury |
ciddi yaralanmalara neden olabilir |
| may cause severe frostbite |
donmalara neden olabilir |
| becomes severe enough to cause |
neden olabilecek kadar şiddetli olur |
| cause severe destruction |
ciddi tahribata neden olmak |
| can cause severe injuries |
ağır yaralanmalara neden olabilir |
| cause severe or fatal injury |
ağır veya ölümcül yaralanmalara neden olabilir |
| cause severe reactions |
şiddetli reaksiyonlara neden olur |
| swallowing can cause severe |
yutma şiddetli olabilir |
| cause severe harm to people's health |
insan sağlığına ciddi zarar vermek |
| will cause severe burns |
ciddi yanıklara neden olur |
| cause severe injuries |
ağır yaralanmalara neden olmak |
| cause severe damage to the pump. |
pompaya ciddi hasar verebilir. |
| effects and side-effects of drugs |
ilaçların etkileri ve yan etkileri |
| cause side effects |
yan etkilere neden olmak |
| cause health effects |
sağlık etkilerine neden olmak |
| may cause side effects |
yan etkilere neden olabilir |
| may cause long-term adverse effects in the aquatic |
suda uzun süreli olumsuz etkilere neden olabilir |
| cause chronic effects |
kronik etkilere neden olmak |
| may cause long-term adverse effects |
uzun süreli olumsuz etkilere neden olabilir |
| may cause narcotic effects |
narkotik etkilere neden olabilir |
| may cause teratogenic effects |
teratojenik etkilere neden olabilir |
| cause or threaten to cause |
sebep olmak veya sebep olmakla tehdit etmek |
| root cause cause |
kök neden |
| severe |
şiddetli |
| severe acute respiratory syndrome |
ağır akut solunum sendromu |
| severe combined immune deficiency |
ağır kombine immün yetmezlik |
| severe combined immunodeficiency |
ağır kombine immün yetmezlik |
| severe weather |
şiddetli hava |
| severe pain |
şiddetli acı |
| severe storm |
şiddetli fırtına |
| severe duty |
ağır görev |
| severe penalties |
ağır cezalar |
| severe weather conditions |
şiddetli hava koşulları |