| high levels of technological innovation |
yüksek teknolojik yenilik seviyeleri |
high levels of technological innovation terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| technological innovation |
teknolojik yenilik |
| non-technological innovation |
teknolojik olmayan yenilik |
| pursue technological innovation |
teknolojik inovasyonu sürdürmek |
| grants for technological innovation |
teknolojik yenilikler için hibe |
| technological innovation capability |
teknolojik yenilik yeteneği |
| patented technological innovation |
patentli teknolojik yenilik |
| ongoing technological innovation |
devam eden teknolojik yenilik |
| applied technological innovation |
uygulamalı teknolojik yenilik |
| successful technological innovation |
başarılı teknolojik yenilik |
| directorate-general for innovation and technological support |
inovasyon ve teknolojik destek genel müdürlüğü |
| technological innovation in mining |
madencilikte teknolojik yenilikler |
| survey of technological innovation |
teknolojik yenilik araştırması |
| spur technological innovation |
teknolojik yeniliği teşvik etmek |
| technological innovation in transport |
ulaşımda teknolojik yenilikler |
| recent technological innovation |
son teknolojik yenilik |
| higher levels of innovation |
daha yüksek inovasyon seviyeleri |
| a levels o levels |
bir seviye o seviye |
| high technological |
yüksek teknolojik |
| high technological level |
yüksek teknolojik seviye |
| technological high school |
teknolojik lise |
| high technological component |
yüksek teknolojik bileşen |
| high technological standard |
yüksek teknolojik standart |
| high technological society |
yüksek teknolojik toplum |
| high technological industries |
yüksek teknolojik endüstriler |
| high technological capability |
yüksek teknolojik yetenek |
| graduating from technological high schools |
teknolojik liselerden mezun olmak |
| high innovation |
yüksek yenilik |
| high tech innovation |
yüksek teknoloji yeniliği |
| high-end innovation |
ileri teknoloji yenilik |
| high rate of innovation |
yüksek yenilik oranı |
| a high rate of innovation |
yüksek oranda yenilikçilik |
| high value innovation |
değeri yüksek yenilik |
| high debt levels |
yüksek borç seviyeleri |
| high cholesterol levels |
yüksek kolesterol düzeyleri |
| high noise levels |
yüksek gürültü seviyesi |
| high levels of violence |
yüksek şiddet oranları |
| high sound pressure levels |
yüksek ses basıncı seviyeleri |
| high levels of debt |
yüksek borç seviyeleri |
| high levels of unemployment |
yüksek işsizlik seviyeleri |
| historically high levels |
tarihsel olarak yüksek seviyeler |
| high levels of inflation |
yüksek enflasyon seviyeleri |
| high levels of service |
yüksek servis seviyesi |
| high blood glucose levels |
yüksek kan şekeri düzeyleri |
| high stock levels |
yüksek stok seviyeleri |
| persistently high levels |
sürekli yüksek seviyeler |
| extremely high noise levels |
aşırı yüksek gürültü seviyesi |
| abnormally high levels |
anormal derecede yüksek seviyeler |
| high levels of poverty |
yüksek düzeyde yoksulluk |
| extremely high levels of |
son derece yüksek seviyelerde |
| high levels of inequality |
yüksek düzeyde eşitsizlik |