life threatening food allergies

life threatening food allergies teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
life threatening food allergies hayatı tehdit eden gıda alerjileri

life threatening food allergies terimi için benzer kelimeler ve anlamları

life-threatening allergies hayatı tehdit eden alerjiler
life threatening food hayatı tehdit eden yiyecekler
non life-life-threatening injuries hayatı tehdit edici olmayan yaralanmalar
food allergies yiyecek alerjisi
child food allergies çocuk besin alerjileri
have food allergies yiyecek alerjisi var
allergies to food gıdaya alerjileri
severe food allergies ağır gıda alerjileri
child's food allergies çocuğun yiyecek alerjileri
food allergies or sensitivities gıda alerjileri veya hassasiyetleri
threatening food security gıda güvenliğini tehdit
life-threatening hayatı tehdit
life-threatening illness hayatı tehdit eden hastalık
life-threatening disease hayatı tehdit eden hastalık
life-threatening condition ölüm riski içeren durum
potentially life-threatening potansiyel olarak hayati tehlike
life-threatening situation hayatı tehdit eden durum
life-threatening injuries hayatı tehdit eden yaralanmalar
life-threatening complications hayatı tehdit eden komplikasyonlar
non-life threatening hayatı tehdit edici olmayan
life-threatening infection hayatı tehdit eden enfeksiyon
life threatening emergency hayatı tehdit eden acil durum
life-threatening injury hayatı tehdit eden yaralanma
life-threatening emergencies hayatı tehdit eden acil durumlar
life-threatening problem hayatı tehdit eden problem
life-threatening event hayatı tehdit eden olay
life-threatening adverse events hayatı tehdit eden advers olaylar
can be life threatening hayatı tehdit edici olabilir
life-threatening bleeding hayatı tehdit eden kanama
is life-threatening hayatı tehdit ediyor
non-life threatening injuries hayatı tehdit eden yaralanmalar
life-threatening consequences hayatı tehdit edici sonuçlar
not life-threatening hayatı tehdit edici değil
life-threatening disorder hayatı tehdit eden bozukluk
life-threatening crisis hayatı tehdit eden kriz
life-threatening damage hayatı tehdit eden hasar
life-threatening reaction hayatı tehdit eden reaksiyon
life-threatening risk hayatı tehdit eden risk
immediately life threatening hemen hayatı tehdit eden
be life threatening hayatı tehdit etmek
life-threatening symptoms hayatı tehdit eden semptomlar
potentially life-threatening complication potansiyel olarak hayatı tehdit eden komplikasyon
life-threatening ventricular arrhythmias hayatı tehdit eden ventriküler aritmi
become life-threatening hayatı tehdit edici hale gelmek
life-threatening medical conditions hayatı tehdit eden tıbbi durumlar
even life-threatening hayatı tehdit eden bile
fatal or life threatening ölümcül veya hayati tehlike
may be life-threatening hayatı tehdit edici olabilir
life-threatening circumstances hayatı tehdit eden durumlar
life-threatening opportunistic infections hayatı tehdit eden fırsatçı enfeksiyonlar