perceived hiv status

perceived hiv status teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
perceived hiv status algılanan hiv durumu

perceived hiv status terimi için benzer kelimeler ve anlamları
real or perceived hiv status gerçek veya algılanan hiv durumu
perceived status algılanan durum
self-perceived health status kendini algılayan sağlık durumu
hiv status hiv durumu
hiv antibody status hiv antikor durumu
their hiv status onların hiv durumu
hiv positive status hiv pozitif durumu
know your hiv status hiv durumunu bilmek
known hiv status bilinen hiv durumu
disclose hiv status hiv durumunu açıklamak
on the basis of hiv status hiv durumu temelinde
your hiv status hiv durumunuz
denying entry, stay and residence due to hiv status hiv statüsü nedeniyle giriş, konaklama ve ikamet reddi
know hiv status hiv durumunu bilmek
negative or unknown hiv status negatif veya bilinmeyen hiv durumu
come to terms with their hiv status hiv statülerine uymak
proof of hiv-positive status hiv pozitif durumunun kanıtı
related to hiv status hiv durumu ile ilgili
regardless of hiv status hiv durumu ne olursa olsun
share their hiv status hiv statüsünü paylaş
disclosing their hiv status hiv durumlarını açıklamak
hiv status and pregnancy hiv durumu ve gebelik
discrimination based on hiv status hiv statüsüne dayalı ayrımcılık
marital status, family status medeni durum, aile durumu
perceived algılanan
perceived noise decibel algılanan gürültü desibel
perceived value algılanan değer
perceived risk algılanan risk
perceived need algılanan ihtiyaç
perceived threat algılanan tehdit
self-perceived kişinin algıladığı
perceived quality algılanan kalite
real or perceived gerçek veya algılanan
is perceived algılanmak
perceived benefits algılanan fayda
perceived exertion algılanan efor
actual or perceived gerçek veya algılanan
be perceived algılanmak
widely perceived yaygın olarak algılanan
perceived conflict algılanan çatışma
perceived lack algılanan eksiklik
perceived competence algılanan yetkinlik
are perceived algılanıyor
perceived disability algılanan sakatlık
perceived failure algılanan başarısızlık
perceived wisdom algılanan bilgelik
perceived barriers algılanan engeller
perceived stress algılanan stres
perceived fairness algılanan adalet
perceived reality algılanan gerçeklik