have a higher priority

have a higher priority teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
have a higher priority öncelikli olmak

have a higher priority terimi için benzer kelimeler ve anlamları
higher priority daha yüksek öncelik
a higher priority daha yüksek bir öncelik
is a higher priority daha yüksek bir önceliktir
higher priority tasks yüksek öncelikli görevler
become a higher priority daha öncelikli olmak
take a higher priority daha öncelikli olmak
higher priority than önceliğinden daha yüksek öncelik
higher priority will be given daha yüksek öncelik verilecek
make it a higher priority daha yüksek bir öncelik haline getirmek
should be accorded higher priority daha yüksek öncelik tanınmalı
be given higher priority daha öncelikli olmak
put a higher priority daha yüksek öncelik koymak
gave a higher priority daha yüksek bir öncelik verdi
take higher priority öncelikli olmak
higher-priority needs, yüksek öncelikli ihtiyaçlar,
higher priority areas yüksek öncelikli alanlar
rising higher and higher yükseliyor ve yükseliyor
goes higher and higher yükselir ve yükselir
have priority over önceliği olmak
have priority önceliği olmak
will have priority önceliği olacak
have a priority öncelikli olmak
have first priority birinci önceliğe sahip olmak
have given high priority yüksek öncelik verdim
have high priority önceliği yüksek
have placed priority öncelik verdin
have a rather low priority önceliği çok düşük olmak
may have priority önceliği olabilir
cannot have priority over önceliği olamaz
have rarely been a priority nadiren bir öncelik olmuştur
have priority over production üretimden öncelikli olmak
have absolute priority mutlak önceliğe sahip
have taken a lower priority daha düşük bir öncelik almış
have a higher risk daha yüksek risk almak
have higher daha yükseğe sahip olmak
have higher quality daha yüksek kaliteye sahip olmak
have been higher daha yüksek olmuş
the stakes have never been higher bahisler hiç bu kadar yüksek olmamıştı
have rarely been higher nadiren daha yüksek olmuştur
have a higher incidence of insidansı daha yüksek olmak
you have a higher risk daha yüksek bir riskiniz var
have a higher chance daha yüksek bir şansa sahip olmak
have higher rates of daha yüksek oranlara sahip olmak
although they have higher daha yüksek olmasına rağmen
higher living standards have boosted property values. yüksek yaşam standartları mülk değerlerini arttırdı.
have higher percentages of yüzdesi daha yüksek
have a much higher incidence çok daha yüksek insidansı var
would have been higher had it not been olmasaydı daha yüksek olurdu
have resulted in higher rates daha yüksek oranlarla sonuçlandı
have higher incidence insidansı daha yüksek olmak