top of the priority list

top of the priority list teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
top of the priority list öncelik listesinin başında

top of the priority list terimi için benzer kelimeler ve anlamları
at the top of the priority list öncelik listesinin başında
top of our priority list öncelik listemizin başında
priority list öncelik listesi
priority watch list öncelikli izleme listesi
low on the priority list öncelik listesinde düşük
a priority list of öncelikli bir listesi
waiting list priority bekleme listesi önceliği
high on our priority list. öncelikli listemizde yüksek.
review priority list öncelik listesini gözden geçir
priority substances list öncelikli maddeler listesi
on their priority list öncelik listesinde
annual priority list yıllık öncelik listesi
priority list for için öncelik listesi
top priority en öncelikli
a top priority birinci öncelik
is a top priority öncelikli
give top priority öncelik vermek
our top priority bizim önceliğimiz
as a top priority öncelikli olarak
remains a top priority önceliğini koruyor
has top priority önceliği var
take top priority öncelikli olmak
should be a top priority öncelikli olmalı
remain a top priority birinci öncelik olarak kal
giving top priority öncelik vermek
is a top priority for bu bir önceliktir
top priority problems öncelikli problemler
your top priority önceliğin
was a top priority öncelikliydi
with top priority önceliği olan
top priority for için öncelik
are a top priority öncelikli olan
top priority agenda öncelikli gündem
top-priority issue öncelikli konu
ranks as a top priority birinci öncelik olarak sıralanıyor
make a top priority öncelikli olmak
made it a top priority bunu birinci öncelik haline getirdi
be a top priority öncelikli olmak
a top priority for için bir öncelik
has made it a top priority bunu birinci öncelik haline getirdi
become a top priority öncelikli olmak
safety is a top priority güvenlik en önemli önceliktir
top enforcement priority üst uygulama önceliği
top priority importance öncelikli önem
top priority objectives öncelikli hedefler
his top priority onun birinci önceliği
a top national priority en önemli ulusal öncelik
becomes a top priority öncelikli olur
place a top priority öncelikli olmak
top priority actions öncelikli eylemler