traditional cultural values

traditional cultural values teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
traditional cultural values geleneksel kültürel değerler

traditional cultural values terimi için benzer kelimeler ve anlamları
traditional and non-traditional actors geleneksel ve geleneksel olmayan aktörler
traditional and non-traditional security threats geleneksel ve geleneksel olmayan güvenlik tehditleri
traditional cultural practices geleneksel kültürel uygulamalar
cultural and traditional settings kültürel ve geleneksel ortamlar
harmful cultural and traditional zararlı kültürel ve geleneksel
traditional cultural expressions geleneksel kültürel ifadeler
traditional values geleneksel değerler
traditional family values geleneksel aile değerleri
traditional core values geleneksel çekirdek değerler
loss of traditional values geleneksel değerlerin kaybı
traditional, tolerant and enlightened values geleneksel, hoşgörülü ve aydınlanmış değerler
throughout his life he promoted traditional family values and opposed abortion. hayatı boyunca geleneksel aile değerlerini geliştirdi ve kürtaja karşı çıktı.
cultural elements and cultural heritage kültürel unsurlar ve kültürel miras
cultural values kültürel değerler
cultural values and beliefs kültürel değerler ve inançlar
cultural morals and values kültürel ahlak ve değerler
cross-cultural values kültürlerarası değerler
resources and cultural values kaynaklar ve kültürel değerler
their socio-cultural values sosyo-kültürel değerleri
loss of cultural values kültürel değer kaybı
spectrometry values and photometric values spektrometri değerleri ve fotometrik değerler
non-traditional geleneksel olmayan
traditional geleneksel
traditional logic geleneksel mantık
traditional marriage geleneksel evlilik
traditional option geleneksel seçenek
traditional policy geleneksel politika
traditional weapon geleneksel silah
traditional knowledge geleneksel bilgi
traditional approach geleneksel yaklaşım
traditional gender roles geleneksel cinsiyet rolleri
traditional food geleneksel yemek
traditional dress geleneksel kıyafet
traditional crafts geleneksel el sanatları
traditional media geleneksel medya
in the traditional sense geleneksel anlamda
traditional healer geleneksel şifacı
traditional costume geleneksel kostüm
traditional view geleneksel görünüm
traditional chinese geleneksel çince
traditional dishes geleneksel yemekler
traditional trade geleneksel ticaret
traditional birth attendants geleneksel doğum görevlileri
harmful traditional practices zararlı geleneksel uygulamalar
traditional lands geleneksel topraklar
traditional medicine geleneksel tıp
traditional skills geleneksel beceriler
traditional leaders geleneksel liderler
traditional market geleneksel pazar
traditional way geleneksel yol