continuous feed production

continuous feed production teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
continuous feed production sürekli yem üretimi

continuous feed production terimi için benzer kelimeler ve anlamları
continuous feed sürekli besleme
continuous production sürekli üretim
continuous production processes sürekli üretim süreçleri
continuous production line sürekli üretim hattı
continuous flow production sürekli akış üretimi
ensure continuous production sürekli üretim sağlamak
feed production yem üretimi
animal feed production hayvan yemi üretimi
feed crop production yem mahsulü üretimi
feed production chain yem üretim zinciri
feed and food production chain yem ve gıda üretim zinciri
food production to feed beslenecek gıda üretimi
feed the production line üretim hattını besle
production and post-production üretim ve üretim sonrası
production production downtime üretim üretim kesinti
continuous sürekli
continuous assessment sürekli değerlendirme
continuous bar retainer sürekli çubuk tutucusu
continuous capillary sürekli kılcal
continuous casting sürekli döküm
continuous creation sürekli oluşturma
continuous cutter sürekli kesici
continuous function sürekli işlev
continuous hinge sürekli menteşe
continuous miner sürekli madenci
continuous murmur sürekli üfürüm
continuous passive motion sürekli pasif hareket
continuous positive airway pressure sürekli pozitif hava yolu basıncı
continuous positive pressure breathing sürekli pozitif basınçlı solunum
continuous positive pressure ventilation sürekli pozitif basınçlı havalandırma
continuous processing sürekli işlem
continuous spectrum sürekli spektrum
continuous stationery sürekli kırtasiye
continuous suture sürekli dikiş
continuous variation sürekli değişim
continuous wave devam eden dalga
continuous waves sürekli dalgalar
continuous welded rail sürekli kaynaklı ray
continuous-expansion engine sürekli genleşmeli motor
continuous-form şimdiki zaman
non-continuous sürekli olmayan
past continuous sürekli geçmiş
perfect continuous süregelen yakın geçmiş zaman
present continuous şimdiki zaman
continuous improvement sürekli gelişme
continuous employment sürekli istihdam
on a continuous basis sürekli olarak
continuous operation sürekli operasyon
continuous duty sürekli görev
continuous basis sürekli temel