remains a persistent challenge

remains a persistent challenge teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
remains a persistent challenge ısrarcı bir zorluk olmaya devam ediyor

remains a persistent challenge terimi için benzer kelimeler ve anlamları

a persistent challenge is ısrarcı bir meydan okuma
remains a challenge zorluk olmaya devam ediyor
challenge remains meydan okuma kalır
remains a key challenge önemli bir zorluk olmaya devam ediyor
remains a major challenge büyük bir zorluk olmaya devam ediyor
it remains a challenge hala bir sorun olmaya devam ediyor
remains a challenge for için bir meydan okuma olmaya devam ediyor
remains an important global challenge önemli bir küresel meydan okuma olmaya devam ediyor
remains the greatest challenge en büyük zorluk olmaya devam ediyor
remains a strong challenge güçlü bir zorluk olmaya devam ediyor
remains a critical challenge kritik bir zorluk olmaya devam ediyor
the challenge still remains meydan okuma hala devam ediyor
remains a considerable challenge önemli bir zorluk olmaya devam ediyor
remains a central challenge merkezi bir zorluk olmaya devam ediyor
remains an ongoing challenge devam eden bir zorluk olmaya devam ediyor
remains a serious challenge ciddi bir zorluk olmaya devam ediyor
remains to be a challenge hala zor olmaya devam ediyor
remains a huge challenge. büyük bir zorluk olmaya devam ediyor.
there remains the challenge zorluk var
remains the biggest challenge! en büyük zorluk olmaya devam ediyor!
there remains a challenge bir zorluk var
challenge or assist others to challenge meydan okuma veya başkalarına meydan okuma için yardım
persistent kalici
persistent anterior hyperplastic primary vitreous body persistan anterior hiperplastik primer vitreus gövdesi
persistent chronic hepatitis kalıcı kronik hepatit
persistent cruelty ısrarlı zulüm
persistent organic pollutant kalıcı organik kirletici
persistent posterior hyperplastic primary vitreous body persistan posterior hiperplastik primer vitreus gövdesi
persistent truncus arteriosus persistan trunkus arteriosus
persistent vegetative state kalıcı bitkisel durum
persistent cookies kalıcı çerezler
persistent organic pollutants kalıcı organik kirleticiler
advanced persistent threat gelişmiş kalıcı tehdit
persistent cough kalıcı öksürük
persistent poverty sürekli yoksulluk
persistent infection kalıcı enfeksiyon
be persistent kalıcı ol
persistent oil kalıcı yağ
persistent storage kalıcı depolama
persistent breach sürekli ihlal
stockholm convention on persistent organic pollutants kalıcı organik kirleticilere ilişkin stockholm sözleşmesi
persistent asthma kalıcı astım
persistent failure kalıcı başarısızlık
persistent offender ısrarcı suçlu
persistent problem kalıcı problem
persistent pain kalıcı ağrı
very persistent and very bioaccumulative çok kalıcı ve çok biyobirikimli
persistent identifier kalıcı tanımlayıcı
persistent vomiting kalıcı kusma
persistent in the environment çevrede kalıcı