existing income

existing income teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
existing income mevcut gelir

existing income terimi için benzer kelimeler ve anlamları
income before income taxes gelir vergisi öncesi gelir
income before provision for income taxes gelir vergisi karşılığı öncesi gelir
statement of income and other comprehensive income gelir tablosu ve diğer kapsamlı gelir
low-income and middle-income countries düşük gelirli ve orta gelirli ülkeler
net income and comprehensive income net gelir ve kapsamlı gelir
low income and lower middle-income düşük gelir ve düşük orta gelir
net income and other comprehensive income net gelir ve diğer kapsamlı gelir
statements of income comprehensive income gelir tablosu kapsamlı gelir tablosu
income for corporate income tax purposes kurumlar vergisi amaçlı gelirler
comprehensive income that meet the framework's definition of income or çerçevenin gelir tanımını karşılayan kapsamlı gelir veya
income tax paid on income gelir üzerinden ödenen gelir vergisi
existing mevcut
non-existing var olmayan
pre-existing önceden var olan
validly existing geçerli olarak mevcut
organized and existing organize ve mevcut
existing customers mevcut müşteriler
existing under the laws kanunlara göre var
pre-existing condition daha önce var olan durum
existing clients mevcut müşteriler
already existing zaten mevcut
validly existing and in good standing geçerli olarak var ve iyi durumda
existing home sales mevcut konut satışları
existing business varolan iş
existing shareholders mevcut hissedarlar
existing knowledge mevcut bilgi
existing employees mevcut çalışanlar
existing data mevcut veri
existing conditions mevcut koşullar
if existing eğer varsa
existing law mevcut yasa
incorporated and existing dahil ve mevcut
existing stock mevcut stok
existing policies mevcut politikalar
existing facilities mevcut tesisler
existing literature mevcut literatür
existing members mevcut üyeler
duly organized and existing usulüne uygun organize ve mevcut
existing research mevcut araştırma
existing agreement mevcut anlaşma
existing legislation mevcut mevzuat
existing shares mevcut hisse senetleri
existing ones var olanlar
organised and existing organize ve mevcut
existing products varolan ürünler
existing system mevcut sistem
organized and existing under the laws yasalar çerçevesinde düzenlenmiş ve var olmak
european inventory of existing commercial chemical substance avrupa mevcut ticari kimyasal madde envanteri
existing resources mevcut kaynaklar
pre-existing medical conditions önceden var olan tıbbi durumlar