tax on minimum presumed income

tax on minimum presumed income teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
tax on minimum presumed income asgari kazanılmış gelir vergisi

tax on minimum presumed income terimi için benzer kelimeler ve anlamları
minimum presumed income tax asgari gelir vergisi
presumed income varsayılan gelir
minimum corporate income tax asgari kurumlar vergisi
minimum income tax asgari gelir vergisi
minimum presumptive income tax asgari gelir vergisi
tax on minimum presumptive income asgari gelir vergisi vergisi
income for corporate income tax purposes kurumlar vergisi amaçlı gelirler
income tax paid on income gelir üzerinden ödenen gelir vergisi
income tax tax withholding gelir vergisi stopajı
income tax and wealth tax gelir vergisi ve servet vergisi
is not tax deductible for federal income tax purposes federal gelir vergisi amaçları için vergiden düşülemez
tax expense tax income is the aggregate amount included in vergi gideri vergi geliri, meblağdaki toplam tutardır.
minimum income asgari gelir
guaranteed minimum income garantili asgari gelir
minimum income scheme asgari gelir planı
minimum taxable income asgari vergilendirilebilir gelir
minimum income guarantee asgari gelir garantisi
minimum monthly income asgari aylık gelir
minimum household income asgari hane geliri
minimum income support asgari gelir desteği
minimum subsistence income asgari geçim geliri
minimum income level required gerekli minimum gelir seviyesi
integration minimum income entegrasyon asgari gelir
minimum income supplement asgari gelir eki
minimum income benefits asgari gelir yardımları
presumed farz
presumed ocular histoplasmosis varsayılan oküler histoplazmoz
is presumed varsayıldı
presumed innocent suçsuz farzedilen
shall be presumed varsayılmalı
it is presumed varsayıldı
presumed dead ölü kabul edildi
conclusively presumed kesin olarak tahmin
it is presumed that olduğu varsayılır
are presumed tahmin ediliyor
presumed consent varsayılan rıza
be presumed varsayılmak
will be presumed varsayılacak
presumed guilty varsayılan suçlu
it shall be presumed farz edilmeli
i presumed that sandım ki
presumed date varsayılan tarih
presumed diagnosis varsayılan tanı
presumed value varsayılan değer
cannot be presumed tahmin edilemez
presumed victims varsayılan kurbanlar
were presumed varsayıldı
presumed that farz ettim ki
presumed to have been olduğu tahmin edildi
was presumed varsayıldı