yeni keşfedilen

yeni keşfedilen teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yeni keşfedilen recently discovered

yeni keşfedilen terimi için benzer kelimeler ve anlamları
yeni keşfedilen newly discovered
yeni keşfedilen kanıt newly discovered evidence
yeni keşfedilen newly rediscovered
yeni keşfedilen kaynaklar newly discovered resources
yeni keşfedilen rezervler newly discovered reserves
yeni keşfedilen bir gerçek a newly discovered fact
yeni keşfedilen tutku new discovered passion
yeni keşfedilen coşku new-found enthusiasm
keşfedilen discovered
keşfedilen kontrol discovered check
ilk keşfedilen first discovered
keşfedilen being found out
kazayla keşfedilen discovered by accident
keşfedilen kanıt discovered evidence
keşfedilen yollar explored ways
keşfedilen fırsatlar explored opportunities
yüzyılda keşfedilen discovered in a century
keşfedilen bilgi discovered information
keşfedilen getting discovered
başlangıçta keşfedilen originally discovered
den keşfedilen discovered from
keşfedilen exoplanet discovered exoplanet
keşfedilen gerçek discovered fact
daha önce keşfedilen previously discovered
beklenmedik bir şekilde keşfedilen unexpectedly discovered
keşfedilen yollar discovered ways
tesadüfen keşfedilen incidentally discovered
keşfedilen gerçekler facts discovered
keşfedilen having discovered
keşfedilen ilişki discovered dealing
keşfedilen kıtlık shortage discovered
keşfedilen petrol oil being discovered
keşfedilen rezervler discovered reserves
aracılığıyla keşfedilen fırsatlar opportunities that are discovered through
keşfedilen sorunları çözme address issues discovered
yeniden keşfedilen rol, reinvented role,
keşfedilen seçenekler options explored
istemeden keşfedilen unwittingly discovered
keşfedilen sorunlar issues discovered
keşfedilen stiller explored styles
keşfedilen penisilin discovered penicillin
keşfedilen yerçekimi discovered gravity
keşfedilen olabilir may have discovered
keşfedilen dalgıçlar divers discovered
küçük keşfedilen alan little explored area
son keşfedilen last discovered
keşfedilen fırsat explored opportunity
keşfedilen alanların temeli. base of the discovered fields.
yakında keşfedilen as i soon discovered
keşfedilen çikolata discovered chocolate