yerel halkın çıkarları

yerel halkın çıkarları teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yerel halkın çıkarları local people's interests

yerel halkın çıkarları terimi için benzer kelimeler ve anlamları
yerel halkın talebi locals claim
yerel halkın pahasına at the expense of local people
yerel halkın rolü the role of local people
yerel halkın eğitimi training local people
yerel halkın kendisi the local people themselves
yerel halkın ihtiyacı local residents need
yerel halkın danışmanlığı consultation of the local population
çıkarları göründüğü gibi as their interests may appear
sınırlı ortaklık çıkarları limited partnership interests
adaletin çıkarları interests of justice
kendi çıkarları için for their own benefit
çıkarları teşvik etmek promote the interests
çıkarları temsil etmek represent the interests
partizanların çıkarları partisan interests
madencilik çıkarları mining interests
onların çıkarları their best interests
toprak çıkarları landed interests
paydaş çıkarları stakeholder interests
çıkarları korumak safeguard the interests
petrol çıkarları oil interests
zorlayıcı devlet çıkarları compelling state interest
karşılıklı çıkarları their mutual interest
sahibinin çıkarları owner's interest
kimin çıkarları whose interests
kendi çıkarları their own interest
ulusal güvenlik çıkarları national security interests
en iyi çıkarları geliştirmek to advance the best interests
devlet çıkarları government interest
karşılıklı çıkarları tartışmak discuss mutual interest
çıkarları teşvik etmek promoting the interests
çatışma çıkarları conflict interest
dış iş çıkarları outside business interests
çıkarları olan in whose interests
ortak çıkarları paylaş share common interests
devlet çıkarları state interest
çıkarları için uygun olması nedeniyle due to being convenient for its interests
ortak çıkarları olan insanlar people with common interests
şirketin çıkarları company's interests
çıkarları için for the interests of
kişisel iş çıkarları personal business interests
şirket çıkarları corporative interest
çıkarları karşılamak accommodate the interests
çıkarları zorlamak enforce the interests
çıkarları teşvik eder promotes the interests
çocukların çıkarları best interest of the children
güçlü iş çıkarları powerful business interests
günlük çıkarları logging interests
çıkarları yerine getirmek fulfill the interests
hastanın çıkarları patient's best interest
şirket çıkarları interests in the company