bulunacak

bulunacak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bulunacak are to be found

bulunacak terimi için benzer kelimeler ve anlamları

bulunacak is to be found
atıfta bulunacak shall refer to
bulunacak hiçbir yer nowhere to be found
katkıda bulunacak will contribute
bulunacak will be found
katkıda bulunacak would contribute
etkide bulunacak shall give effect
atıfta bulunacak shall be deemed to refer to
bulunacak yer yok is nowhere to be found
katkıda bulunacak shall contribute
herhangi bir iddiada bulunacak shall have any claim
yazılı bildirimde bulunacak shall give written notice
başvuruda bulunacak shall be deemed to apply
başvuruda bulunacak shall have recourse
bulunacak hiçbir yer yoktu were nowhere to be found
bulunacak hiçbir yer yoktu was nowhere to be found
bulunacak are to be located
katkıda bulunacak shall be contributed
katkıda bulunacak will be contributed
daha az bulunacak are to be found less
hak talebinde bulunacak shall be entitled to claim
çoğunlukla bulunacak are mainly to be found
katkıda bulunacak it would contribute
ihbarda bulunacak shall cause notice
anlaşmada bulunacak shall be in agreement
bir ihbarda bulunacak shall bear a notice
ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak would contribute to the elimination
kesinlikle katkıda bulunacak will certainly contribute
katkıda bulunacak it will contribute to
buna göre tavsiyelerde bulunacak will advise accordingly
bulunacak bir şey yok nothing to find
ihbarda bulunacak shall serve notice
ayrıca bulunacak are also to be found
isteyen bulunacak will be found wanting
başvuruda bulunacak shall be construed to apply
bulunacak bir yer anywhere to be found
hala bulunacak are still to be found
atıfta bulunacak shall make reference to
katkıda bulunacak will contribute towards
on gün önceden yazılı bildirimde bulunacak shall give a ten days written notice to
başvuruda bulunacak will be deemed to apply
başvuruda bulunacak shall submit an application
başvuruda bulunacak mektup letter to apply for
atıfta bulunacak şekilde yorumlanacaktır. shall be construed as referring to
bulunacak bir cevap. an answer to be found.
hazır bulunacak kişi person to be present
bulunacak bir şey something to be found
bulunacak noktalar spots to find
iddialarda bulunacak will file claims
makul bir girişimde bulunacak shall make a reasonable attempt