| belirli durumlarda hareket etmek |
act in certain circumstances |
belirli durumlarda hareket etmek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| belirli durumlarda |
in certain circumstances |
| belirli durumlarda |
in certain occasions |
| belirli durumlarda |
on certain occasions |
| belirli durumlarda |
in select cases |
| belirli sınırlı durumlarda |
in certain limited circumstances |
| belirli özel durumlarda |
in certain special circumstances |
| belirli durumlarda |
on particular occasions |
| belirli durumlarda |
on specific occasions |
| belirli durumlarda görevler |
duties in certain situations |
| belirli durumlarda temel |
basis in certain circumstances |
| belirli durumlarda |
on particular situations |
| ve hatta, belirli durumlarda, |
and even, in certain circumstances, |
| bu, belirli durumlarda, |
this means that, in certain circumstances, |
| sadece belirli durumlarda |
only in certain ocassions |
| belirli durumlarda |
on certain circumstances |
| belirli durumlarda |
on specific instances |
| belirli kısıtlı durumlarda |
in certain restricted circumstances |
| belirli çok sınırlı durumlarda denetlemek ve kopyalamak |
to inspect and copy in certain very limited circumstances |
| özellikle belirli durumlarda |
especially in certain situations |
| belirli durumlarda |
in a certain number of situations |
| belirli durumlarda |
on specific situations |
| acil durumlarda hareket |
act in emergencies |
| acil durumlarda hareket |
acting in emergencies |
| acil durumlarda hareket |
acting in emergency |
| belirli bir şekilde hareket etmek |
act in a particular way |
| belirli bir şekilde hareket etmek |
act on specific |
| belirli bir şekilde hareket etmek |
act in a certain manner |
| belirli bir şekilde hareket etmek |
to act in a certain way |
| hareket etmek ya da hareket etmekten kaçınmak |
to act or refrain from acting |
| hareket etmek ya da hareket etmekten kaçınmak |
acting, or refraining to act |
| acil durumlarda, bir suçu rapor etmek |
in emergency circumstances to report a crime, the location o |
| hakaret etmek, kötüye kullanmak, taciz etmek, takip etmek, tehdit etmek veya başka türlü |
defame, abuse, harass, stalk, threaten or otherwise |
| belirli belirli |
certain specific |
| belirli bir belirli |
particular a particular |
| belirli şirketlerin veya belirli üreticilerin |
the mention of specific companies or of certain manufacturer |
| belirli belirli bilgiler |
certain specific information |
| belirli belirli |
particular particular |
| belirli veya belirli |
particular or specific |
| belirli bir belirli |
a particular specific |
| belirli bir şekilde veya belirli bir yerde |
in a particular manner or at a certain location |
| belirli belirli |
certain particular |
| hareket etmek veya ihmal etmek |
act or omission |
| temsil etmek veya hareket etmek |
representing or acting |
| serbestçe hareket etmek ve ikamet etmek |
to move and reside freely |
| optimize etmek için hareket etmek |
act to optimize |
| belirli hareket |
particular act |
| belirli bir hareket tarzı |
a certain course of action |
| belirli bir hareket |
a particular act |
| belirli bir şekilde hareket eder |
acts in a certain way |
| belirli bir hareket tarzı |
certain course of action |