yakından bağlantılı

yakından bağlantılı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yakından bağlantılı closely linked

yakından bağlantılı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
yakından bağlantılı closely connected
yakından bağlantılı intimately linked
yakından bağlantılı closely interlinked
ile yakından bağlantılı is closely linked to
yakından bağlantılı are closely linked
yakından bağlantılı closely interconnected
daha yakından bağlantılı more closely linked
çok yakından bağlantılı very closely linked
yakından bağlantılı closely linked with
çok yakından bağlantılı so closely linked
yakından bağlantılı oldu became closely linked
ne kadar yakından bağlantılı how closely linked
birbiriyle yakından bağlantılı are closely linked to one another
öneri yakından bağlantılı recommendation is closely linked
yakından bağlantılı closely conjunction
yakından bağlantılı closely interlinked with
ile yakından bağlantılı is closely connected with
ile yakından bağlantılı is closely linked with
yakından bağlantılı are intimately linked with
birbirleriyle yakından bağlantılı closely connected with each other
görüntü yakından bağlantılı image is closely linked
yakından bağlantılı intimately linked with
ile bağlantılı veya bağlantılı arising out of or in connection with
ile bağlantılı veya bunlarla bağlantılı arising from or in connection with
ile bağlantılı veya bağlantılı relating to or connected with
bağlantılı veya bağlantılı arising from or in connection
ile bağlantılı veya bunlarla bağlantılı tüm anlaşmazlıklar all disputes arising out of or in connection with
ile bağlantılı veya bunlarla bağlantılı resulting from or in connection with
ile bağlantılı veya bunlarla bağlantılı hasarlar damages resulting from or in connection with
bağlantılı veya bağlantılı olarak ortaya çıkan toplam sorumluluk aggregate liability arising out of or in connection
ile bağlantılı veya bunlarla bağlantılı olarak ortaya çıkan eylem action arising out of or in connection with
ile bağlantılı veya bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan resulting from or arising in connection with
yakından closely
yakından intimately
yakından çalış work closely
yakından alakalı closely related
yakından bakmak closer look
daha yakından bak take a closer look
yakından takip closely monitored
yakından çalışmak working closely
yakından bak look closely
yakından aralıklı closely spaced
yakından takip et keep a close eye
yakından çalışıyor works closely
yakından ilişkili closely associated
yakından hizalı closely aligned
yakından inceleme close scrutiny
yakından çalıştı worked closely
yakından ilgili closely involved
yakından tutulan closely held