seni özlüyorum ve yakında görüşmeyi umuyorum.

seni özlüyorum ve yakında görüşmeyi umuyorum. teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
seni özlüyorum ve yakında görüşmeyi umuyorum. i miss you and hope to see you soon.

seni özlüyorum ve yakında görüşmeyi umuyorum. terimi için benzer kelimeler ve anlamları

yakında tekrar görüşmeyi dört gözle bekliyoruz we look forward to seeing again soon
seni yakında duymayı umuyorum i hope to hear you soon
seni yakında duymayı umuyorum hope to hear you soon
seni seviyorum ya da seni özlüyorum i love you or i miss you
seni özlüyorum ve seni seviyorum i miss you and i love you
yakında sizden haber almayı umuyorum hope to hear from you soon
yakında senden haber almayı umuyorum hope to hearing from you soon
yakında sizden haber almayı umuyorum hoping to hearing from you soon
onları yakında görmeyi umuyorum i hope to see them soon
yakında daha iyi hissetmeyi umuyorum i hope to feel better soon
yakında duymayı umuyorum i hope to hear soon
yakında sizden haber almayı umuyorum i'm hoping to hear from you soon
yakında sizden bir şeyler duymayı umuyorum. hope to hear something from you soon.
yakında senden haber almayı umuyorum i hoping hear from you soon
yakında yapmayı umuyorum hope to do it soon
1. yakında sizden haber almayı umuyorum 1. i hope to hear from you soon
seninle kısa zamanda görüşmeyi ümit ediyorum i look forward to meeting you soon
görüşmeyi takiben following the conversation
görüşmeyi takip et follow up conversation
sizinle görüşmeyi dört gözle bekliyorum looking forward to meeting with you
sizinle görüşmeyi dört gözle bekliyoruz look forward to meeting with you
görüşmeyi belirtir states the conferral
sizinle görüşmeyi dört gözle bekliyorum i'm looking forward to meeting with you
görüşmeyi sonlandırmak terminate the interview
görüşmeyi tekrarla repeat interview
görüşmeyi sürdüren ensuing conversation
görüşmeyi kabul etti agreed to discuss
sizinle tekrar görüşmeyi dört gözle bekliyorum i'm looking forward to meeting you again
birbiriyle görüşmeyi kabul etmek agree to consult with each other
yüz yüze görüşmeyi tercih ederim i prefer face to face contact
görüşmeyi kesmek cut short a conversation
görüşmeyi bildir report a conversation
görüşmeyi mümkün olduğunca verimli kılmak making the interview as productive as possible
görüşmeyi tartış discuss interview
için görüşmeyi ertelemek adjourn the meeting for
görüşmeyi sürdürmek sustain interview
görüşmeyi kesti interrupted conversation
komisyon bu görüşmeyi yakın temas içinde yürütecek the commission will undertake this outreach in close contact
görüşmeyi bildir report the conversation
seni özlüyorum aroint thee
seni özlüyorum missing you
seni özlüyorum i'm missing you
seni özlüyorum i missing you
seni özlüyorum i mis you
seni özlüyorum i'm miss you
seni özlüyorum fail you
seni özlüyorum l miss you
hala seni özlüyorum still missing you
gerçekten seni özlüyorum really miss you
seni tüm kalbimle özlüyorum i miss you with all my heart