yaşayan fosil

yaşayan fosil teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yaşayan fosil living fossil

yaşayan fosil terimi için benzer kelimeler ve anlamları

yaşayan ve yaşayan olmayan bileşenler living and non-living components
türetilmiş fosil derived fossil
fosil fossil
fosil enerjisi fossil energy
fosil yakıt fossil fuel
fosil yakıtlar fossil fuels
fosil zamkı fossil gum
fosil kayıtları fossil record
fosil çene phossy jaw
elden geçirilmiş fosil reworked fossil
rehber fosil guide fossil
fosil yakıt yakmak burning fossil fuels
fosil yakıtların yakılması burning of fossil fuels
kayalık fosil rocky outcrop
fosil yakıt sübvansiyonları fossil fuel subsidies
fosil yakıt yanması fossil fuel combustion
fosil yakıt enerjisi fossil fuel energy
fosil yakıtların yanması combustion of fossil fuels
fosil yakıt emisyonları fossil fuel emissions
fosil dışı non-fossil
fosil yakıt üretimi fossil fuel generation
fosil enerji üretimi fossil power generation
fosil alanı fossil site
fosil kalıntıları fossil remains
fosil karbon fossil carbon
fosil su fossil water
fosil yakıtları yakmak burn fossil fuels
fosil yakıt enerji üretimi fossil fuel power generation
fosil yakıtlar fossile fuels
fosil yağı fossil oil
fosil yakıt kaynakları fossil fuel resources
fosil gücü fossil power
fosil yakıt enerji santralleri fossil fuel power plants
fosil olmayan yakıt non-fossil fuel
fosil yakıt yakma fossil fuel burning
fosil bazlı fossil-based
fosil enerji santralleri fossil power plants
fosil yakıt tesisi fossil fuel plant
fosil kaynakları fossil resources
fosil kanıtı fossil evidence
fosil yakıt enerji santralleri fossil fuel power stations
fosil yatağı fossil bed
fosil yakıt bazlı fossil fuel-based
fosil enerji kaynakları fossil energy sources
fosil yakıtlı enerji santralleri fossil fuel fired power plants
fosil yakıt gücü fossil fuel power
fosil yakıt endüstrisi fossil fuel industry
fosil yakıt tükenmesi fossil fuel depletion
geleneksel olmayan fosil yakıtlar unconventional fossil fuels
fosil avcısı fossil hunter